46

939 82 32
                                    

Bugün okulda forma uygulamasına geçilmişti. Chanyeol'ü formayla görmek çok tuhaftı, ona gerçekten çok yakışmıştı. Altında füme rengi, ütülenmiş bir pantolon, üstünde beyaz gömlek ve gevşek bağlanmış kravat.

"İnsan bize de forma alır," diye homurdandı Suho. Kendi kıyafetlerinin arasında füme rengi bir pantolon, üstüne de beyaz bir gömlek giymişti. Aynı şey Sehun için de geçerliydi.

Tişörtümün kollarını elime çekip uykulu gözlerle onları izledim.

"Alırsın bugün," dedi Chanyeol homurdanarak. "Geç kalıyoruz, hadi."

Apar topar evden çıktığımızda Chanyeol bana dün kütüphaneye fırlattığım anahtarı attı. Anahtarı son anda havada kaparken ona anlamayan gözlerle baktım. "Bugün bizi okula sen götür, doğum günü çocuğu. Hem uykun açılır."

Bu fikir hoşuma gittiği için itiraz etmedim, arabanın kilidini açarken sürücü koltuğuna geçmiştim. Chanyeol de yanıma, Suho ve Sehun arka tarafa binmişti. Bugün ekibe birinin katılacağından bahsetmişlerdi, kim olduğunu bilmiyordum fakat yol üstünden alacaktık. Onlar bana yolu tarif ederken gözlerimi yoldan ayırmadan onların sohbetine kulak kabarttım yol boyunca.

Görüş açıma esmer bir çocuk girdiğinde arka kapıyı açıp arabaya bindi. Gözlerim dikiz aynasındayken kimse konuşmadığı için tanımadıklarını düşünüp, "Yanlış arabaya bindiniz sanırım," dedim çekingen bir sesle. konuştuğum sırada Chanyeol kahkaha atmıştı.

"Hoş geldin Jongin." Adının Jongin olduğunu tahmin ettiğim çocuğa dönerken bana içten bir gülümseme sundu. "Üzgünüm, hoş geldin."

"Sorun değil! Hoş buldum Baekhyun." Adımı muhtemelen Chanyeol'den öğrenmişti fakat Chanyeol'ün çatık kaşlarını ve homurdanmalarını tek ben yakalamıştım sanırım. "Sanki on bir yıllık arkadaşı ben değilim, herife bak."

Minik bir gülümsemeyle okula girdiğimizde arabayı park edecektim ki görüş açımdaki Yori ile sırıtarak tam ayağının dibinde durdurmuştum arabayı. Çığlık atarak kenara çekildiğinde sırıttım.

"Sanırım eski voleybol kaptanını korkuttum."

"Eski mi?" diye sordu Chanyeol şaşırarak. Ama aynı anda Suho ve Sehun da konuşmuştu, hatta olaylardan haberi olmayan Jongin de.

Evet, eski," dedim arabayı boş bulduğum bir yere park etmeye çalışırken. "Yenisi de yanında duruyor."

"Aman," dedi Chanyeol gülümserken. "Havanı yesinler. Gören de millî takım kaptanı oldu sanır."

"Sen yiyeceksen kabul," diyerek arabadan çıktığımda bana şaşkınlıkla bakıyordu. Biz içeri girerken bahçede tek tük öğrenci vardı, havalar artık soğuduğu için pek dışarı çıkılmıyordu.

Okulun merdivenlerini çıkınca kapının önünde toplanmış olan bizim grubu gördüm. Ben gülümseyerek yanlarına giderken Chanyeol bana ters ters bakıp Sehun ve Jongin'le sınıfına girdi. Suho da bizim sınıfa geçmişti.

"Kopya düzeni kurduk," dedi Yuta duvara yaslanıp bana sempatik bir bakış atarken. "Jaehyun, Haru'nun yerine geçecek, kâğıtları değiştireceksiniz."

"Sınavdan yüz almazsan adam değilim," dedi Jaehyun.

"Koçum be," dedim sırtına vururken.

Doyoung ve Jaehyun için bir plan kurmaya başlamıştım bile, o ikisini sevgili olarak görecektim.

"Fotokopici Yuma girecekmiş sınava." dedi Sakura dudak büzerek. "Ben o adamın gözleri fıldır fıldırken kopya çekemiyorum."

"Yarın bir şeyler yapalım mı?" diye sordum Yuta gibi duvara yaslanıp.

katil - chanbaek Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin