Ertesi gün olaysız geçti, fizik sınavına girdik. Sonra da Chanyeol'le eve geçmiştik.
Çünkü bugün benim doğum günümdü. Pardon, sahte doğum günüm.
Evde kutlayacağımızı sanıyordum ama Chanyeol sahil kenarında bir kafe kiralamıştı. Bütün hazırlıklar tamamlanıyordu, davet işini de Chanyeol halletmişti zaten. Neredeyse bir ordu gelecekti doğum günüme. Hayatımda daha önce doğum günüm için pasta kesmemiş insandım, doğum günlerinden nefret ederdim ama bugün dört katlı bir pastayı kesecektim.
"Kimleri çağırdın?" diye sordum Chanyeol'e. Aynada kravatıyla uğraşıyordu, yine takım elbise giymişti ve çok yakışıklı görünüyordu.
"Yuta'nın bir iki arkadaşı," dedi umursamaz bir sesle. Aynadan ona baktım.
"Bana Yuta olayını anlatacak mısın?" dedim kaşlarımı çatarak. "Bu iş can sıkıcı olmaya başladı. Neler döndüğünü bilmiyorum."
Chanyeol kenardaki dava dosyasını alıp bana gösterdi. "Hepsi bunun içinde," dedi bana ifadesiz gözlerle bakarak. "Yakın bir zamanda bu dosyayı okuman için sana vereceğim zaten. Fakat daha zamanı gelmedi."
"Umarım Yuta benim gibi masum değildir ve ailesinin faturasını ona kesmiyorsundur." Bunu söylediğimde Chanyeol bana sert bir bakış attı.
"Senin bir dava dosyan mı var Baekhyun? Git üstünü giy."
Ona ters bir bakış atıp merdivenlere yöneldim ve ağır ağır çıkarak odama gittim. Üstümdekileri yavaşça çıkardım. Takım elbiseyi giymeden önce aynanın önüne geçtim ve saçlarımı geriye atıp kendime baktım. Daha önce çıplak hâlime bu kadar çok dikkat etmemiştim. Belim inceydi, oldukça ince. Baldırlarım ise biraz dolgundu.
Gömleğimi üzerime geçirirken, ardından pantolonumu giydim. Pantolonum dardı ve hatlarımı ortaya koyuyordu. Bugün her zamankinden fazla makyaj yapacaktım.
Sonunda ortaya çıkan görüntü hoşuma gitti. Kendimi yarı çıplak hissediyordum ama değildim.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Aşağı indiğimde Chanyeol hazırdı, beni görünce bakışları üzerimde sabitlendi. Gözlerinin karardığını görünce utandım, bana bu kıyafetlerle sexy göründüğümü itiraf etmişti. Yavaşça onun yanına giderken, "Bu gece dikkat et," dedi homurdanarak. "Dişlerini geçirmesinler sana."
"Kendimi korurum," dedim gıcık bir sesle.
"Göreceğiz," dedi bana ters ters bakarak. "Chanyeol yardımıma koşacak diye bekleme sakın."
"Çok meraklıydım zaten senin dönüp bakmana. Konuşma da gidelim." Dış kapıya doğru yürümeye başladım, o da bana yetişip askıdan bir şey aldı ve hemen ardından sırtıma bir şey örttü.
"Dışarısı soğuk," deyince ona şaşkınlıkla baktım. Beni mi düşünüyordu? "Ne var? Hadi yürü."
Önüme dönüp arabaya doğru yürümeye başladı. O sırada elinde kırmızı kurdeleyle bağlanmış ufak bir kutu olduğunu gördüm. Peşinden koştururken, "Yoksa o da hediyem mi?" diye sordum şaşkınlıkla.
