32

1.2K 103 35
                                    

Suyu içmeden kenara bıraktım ve sıkıntıyla arkama yaslandım.

Deniz yolculuğu yaklaşık yirmi dakika sürüyordu ama ben bu sürenin sadece on dakikalık kısmında gözümü açık tutabilmiştim. Aslında tam uyuduğum söylenemezdi ama çok yorucu geçen iki günü geride bırakmıştım.

Uyandığımda odamdaydım ve yalnızdım. Aslında daha fazla uyurdum fakat birinin öfkeyle bağırması yüzünden uykum yarıda kalmıştı.

Yattığım yerden doğrulurken saate baktım. Sabahın altısıydı, on iki saatten fazladır uyuyor olmalıydım. Gözlerimi ovuşturup bir süre kendime gelebilmek için boş boş etrafa baktım. Ardından yataktan kalkıp bu patırtının sebebini öğrenmek için odamın kapısına yöneldim.

"Canına falan mı susadı bu herif?" diye tısladı Chanyeol ben merdivenlerden inerken. "Kardeşi elimde, böyle bir şey yapmaya nasıl cesaret edebilir? Sanırım bu çocuğu öldürüp öldürmemem umurunda değil."

"Neler oluyor?" dedim merdivenin ilk basamağından inerken. Chanyeol bana bakmadı bile. Sehun sıkıntılı görünüyordu, Suho'nun yüzünden ise ne düşündüğü belli olmuyordu. Yanlarına gittiğimde Sehun bana bir A4 kâğıdı uzattı.

"Bu ne?" dedim kâğıdı alırken.

Sıradaki sensin PARK Chanyeol.

"Bunu nereden buldunuz?" diye sordum şaşkınlıkla.

"Bir polis, Osaka'daki Park villasına bırakmış."

Buna inanamıyordum. "Bir polis mi?"

"Hazırlanın, okula gidiyoruz." Chanyeol bana aldırmıyordu. Suho kaşlarını çattı.

"Baekhyun daha dün boğulma tehlikesi geçirdi. Biraz daha dinlenmesi gerekmez mi?"

"Gerekmez!" diye bağırdı Chanyeol. "Durumunun nasıl olduğu umurumda değil."

Bana bir kere bile dönüp bakmamıştı. Evden çıkmasını izlerken ona ters ters baktım. Anladığım kadarıyla bu yazıyı Baekbeom'un gönderdiğini sanıyordu.

"Bunu Baekbeom yapmadı," dedim kendimden emin bir şekilde. "İlk olarak bu Baekbeom'un el yazısı değil. İkinci olarak Baekbeom sivil polis, polis kıyafeti giymez. Üçüncüsü, ne olursa olsun beni riske atacak bir şey yapmaz. Hele birini ölümle tehdit etmek? Başından beri söylüyorum, Baekbeom birçok şey olabilir ama kasten kötülük edecek biri değil. Katil hiç değil. Chanyeol'ün babasını da zorunda kaldığı için öldürmüş olmalı."

"Baekbeom'un olmadığına emin misin?" diye sordu Suho.

"Evet." Kaşlarımı çattım. "Bir başkası olmalı. Park niye büyük harflerle yazılmış?"

"Bu konuyu Chanyeol'le konuşmamız gerekiyor. Bunu Byun Baekbeom'un yaptığı fikri benim de aklıma yatmadı."

"Baekhyun, hadi hazırlan sen," dedi Sehun. "Ben de Chanyeol'ün yanına gideyim."

"Sakinleşince konuş," diye uyardı Suho. Sehun başını hafifçe salladı ve Chanyeol'ün peşinden evden çıktı. Ben de sıkıntıyla arkasından baktıktan sonra üstümü değiştirmek için odama doğru yol aldım.

İlk ders beden eğitimi olduğu için okuldan verdikleri takımın şortunu ve tişörtünü giydim.

Okula varana kadar herkes sessizdi. Chanyeol'ün yüzündeki ifade beni kaçırdığı günlerde gördüğüm ifadenin aynısıydı.

Arabadan inince doğruca okul bahçesine gittiğim için onlarla daha fazla durmamıştım ve bu durumdan son derece memnundum. Hatta Chanyeol sakinleşene kadar onu görmesem iyi olurdu. Somurtarak bahçede toplanan sınıf arkadaşlarımın yanına gittim.

katil - chanbaek Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin