1.Bölüm(Son Gece)

29.6K 537 218
                                    


Odamın kapısı sertçe çalınırken "Müsait değilim" diyerek üzerime sardığım havluyla dolaba yöneldim.

Kapı büyük bir gürültüyle açılırken sağ tarafıma dönerek kapıdan giren Doğu'ya çatılan kaşlarımla baktım. Ne yapıyordu bu adam böyle?
Bedenimin önüne dikildiğinde gözlerinden saçtığı öfkeyi her yanımda hissettim. Göğüsümün üzerine sarılı olan havluyu tutarak olası bir kazayı önlemeye çalıştım.

Nefesi gittikçe yüzüme yaklaşırken burun buruna gelmiştik.
"Doğru mu?" diye ürkütücü bir sesle bana sorusunu sorarken bir adım geri çekildim. Anlamayan gözlerle ona doğru bakıyordum.

"Sana doğru mu dedim?" diyerek aramıza bıraktığım mesafeyi anında kapattığında göğüsüme yerleştirdiğim ellerime uzanarak sertçe kavradı ve sırtımı dolaba döndürerek dolaba yaslanmamı sağladı.

"Ne sorduğunu anlamıyorum Doğu?" dedim, ürkek bir sesle.

Göğüsümün üzerindeki ellerimden ellerini çekerek ellerini başımın iki yanından dolaba sabitledi ve dudaklarıma yakıcı bir sıcaklıkla yaklaştı. Kalbim şu an ellerimin arasında deli gibi çırpınıyordu.

Nefesi dudaklarımı yalarken konuştu.
"Ev tuttuğun doğru mu?"

Gözlerimi devirerek öfkesinin nedenini anlamıştım. Neden bu konuyu bu kadar uzatıyordu anlamıyordum. Ömür boyu onun yanında abimin emaneti olarak yaşayamazdım. Doğu'nun bana sunduğu imkanlar sayesinde gayet iyi bir hayat standardım vardı. Onun desteğiyle küçük şirin bir kafe açmıştım. Artık emanetinin yuvadan uçma vakti gelmemiş miydi?

"Neden susuyorsun?" Nefesi yeniden dudaklarımı yalamıştı.

Yıllardır gözlerinin önündeydim ve o beni hiçbir zaman fark etmemişti. Onunla yaşamaya daha ne kadar katlanabilirdim ki?

"Artık kendi hayatımı kurmalıyım Doğu. Sonsuza dek bana bakıcılık yapamazsın."

Gözlerindeki kahve gittikçe koyulaşırken dudağımdaki nefesini kulağıma doğru ilerletti. Sanırım tahrik olmak üzereydim.

"Bu evden gidersen seni koruyamam" dediğinde nefesi kulağıma yakıcı bir darbe bırakmıştı.

Bedenimdeki havluyu biraz daha sıkarak ondan etkilenmemeye çaba gösterdim.

"Korunmaya ihtiyacım yok" dedim, dudaklarımın hemen yanında kalan yanağına ulaşan nefesimle.

Nefesimin onu ürpettiğini anladığım anda hemen geri çekilerek yeniden burnunu burnuma dayadı.

"Abine bir söz verdim, Nisan. Gidemezsin."

"Doğu lütfen. Artık burada kalmak istemiyorum. İnsanların bana tuhaf bakışlarından sıkıldım. Senin kapattığın biriymişim gibi imalarda bulunmalarından da sıkıldım."

"Kime ne? " diye bağırdı, burnunu burnuma daha sert dayarken. "Bizim hayatımızdan kime ne? İnsanların ne düşündüğü neden umurunda?"

Bir erkek olarak beni anlayabilmesinin mümkün olmadığını biliyordum. Anlatsam da anlamazdı.

"Doğu!"

"Hmm" Nefesi yeniden dudaklarıma sokulmuştu. Bu yakınlıkta dudaklarımı oynatmak mümkün müydü gerçekten?

"Herşey için sana minnetarım." Dudağım bir an onun dudağına değdiğinde cümlemi bıçak gibi keserek durdurdum. Biraz geri çekildiğinde konuşmaya devam ettim.

"Bana tüm imkanlarını sundun. Şimdi yoluma gitmemden neden bu kadar korkuyorsun? Sen hep benim hayatımın bir parçası olacaksın. Ben senden gitmiyorum Doğu. Sadece bir kapatma gibi yaşadığım bu evden gidiyorum"

Doğu'nun GökyüzündeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin