- Farklı kokuyorsun.. - Şampuanımdandır.. Artık parfüm kullanmıyorum.. Kötü mü? - Hayır farklı ama asla kötü değil.. Yasemin kokuyorsun.. Daha kadınsı.. Eskiden şeftali kokardın. . Tatlı bir şeftali gibi.. - Ben zaten bir kadınım.. Öyle kokmam kadar doğal bir durum yok sanırım.. - Öyle.. - Hem Yasemin yakışmamış mı? Dedim tatlı tatlı gülümseyerek.. En çok gülüşümü severdi Aslan.. En çok güldüğümde gözlerimin içine; ta en derinine bakardı.. Sırf öyle baksın diye yanında sürekli gülerdim.. Derin derin gözlerimin içine baktı. - Yakışmış.. Asıl sorunda bu ya.. Dedi mırıldanarak. Anlamamış gibi; - Efendim? Dedim. Çünkü ne demek isteğini açıklasın istiyordum. - Yok bir şey.. Hem neden artık parfüm kullanmıyorsun? Açıklamadı.. Her zaman ki gibi kaçmayı seçti.. - Bilmem, sadece artık tercih etmiyorum. (Çünkü kimyasallardan uzak tutmak istediğim minik bir kızım var.. Kızımız..) - Değişmişsin.. Hem de çok.. Eskiden onlarca parfüm alır sonrada hangisini kullanacağına karar veremezdin. Seçmem için peşimde dolandırdın. Derken tatlı bir gülümseme hakimdi dudaklarında. - Sende beni asla kırmaz ve her geldiğimde bıkmadan usanmadan hepsini koklar ve en beğendiğini seçip bana sıkardın.. Hatırlıyorsun.. Dedim nerdeyse fısıldayarak.. - Seninle ilgili hiç bir şeyi unutmam Umay.. Sen benim için çok kıymetlisin.. Her zaman.. Her şeyden daha önemlisin..