61. Bölüm

24K 1.6K 163
                                    

Bölüm şarkısı; Can Ozan - Sar Bu Şehri

Arkadaşlar iyi geceler. Panomdaki duyuruyu görmüşsünüzdür. Lakin tekrar duyuru yapıp, herkesi rahatsız edeceğime hem elimdekini salıp, hem de bilgilendirme yapmayı uygun buldum.

Kayra'nın kan değerlerinde enfeksiyon yüksek çıktı. Bu saatte ayaktayım ama bölüm için değil, ateş takibi için. Yarın tahlilleri tekrarlanacak. Tahlillerde bir değişim olmazsa, covid testi yapılacak. Ben genel anlamda üşüttüğü için ateşlendiğini düşünüyorum ama yine de belli olmaz tabi. Yarın düzenlediğim ilk anda Onsra'nın Taleb-i Visal -2-'sini de salacağım. Ama hayat devamında ne gösterecek bilemediğim için haftaya olan buluşmalarımızı elimden geldiğinde sağlamaya çalışacağım.

Bilirsiniz; siz hasta olursanız bir şekilde kalkarsınız ama çocuk hasta olunca evin, yaşamın tüm dengesi şaşar. O yüzden önümüzdeki hafta zor geçecek gibi duruyor. Bilginiz olsun. Buraya kadar okuduysanız teşekkür ederim. Oy ve yorumlarınızı eksik etmezseniz, minnet duyarım. Özel mesajlarınızı görsem de bugün dönemedim, kusuruma bakmayın. Ama Wattpad Profilimi takip ederseniz, bir aksilik olduğu takdirde yaptığım duyurudan haberdar olabilirsiniz.

Bölüm sonunda fotoğraf mevcut.
Keyifli okumalar ♥️

MAZLUM DOĞAN

Neriman Hanım gelip huzurumuzu yokladıktan sonra tüm odak noktamızı Lena'nın eksiklerine çevirdik. Gelip gidip bir şeyler almam sonucu pek bir eksiği kalmamış olsa da; temel ihtiyaçları duruyordu. Beşik gibi... Ama beşikten önce yapmak istediğim başka şeyler olduğu için ötelemiştim.

Yıldız ile birlikte duvar kağıtlarına bakarken; Yıldız bu durumdan çok hoşnut değildi. Çünkü ev sahibiyle yaşanacak herhangi bir sorunu hayatımızda istemiyordu. Ama sonuç olarak ilk defa bebeğimiz olacağı içinde benim hevesimi kırmak istemiyordu. "Hayatım," diyerek gülen yüzünü bana çevirdiğinde, genişçe gülümsedim. Çünkü ben; Yıldız bana ismim ile hitap etse bile mutlu olan bir adamken, dilinden dökülen sevgi sözcükleriyle ne kadar zaman geçerse geçsin hep kalp çarpıntısı yaşıyordum. Sol elinin işaret parmağı ile benim istediğim pembe gökyüzü üzerinde beyaz bulutları olan duvar kağıdını işaret edip, devam etti. "Pembe gökyüzü olduğu nerede görülmüş," deyip, başını iki yana sallandırdı. "Çocuğun beynini bulandırmayalım. İllaki gökyüzü olsun istiyorsan, mavi beyaz olanı alalım. En azından gerçeğe yatkın."

"Yoo," diyerek omzuna attığım elimle bedenini bedenime doğru çektim. "Senin altında bulunduğun her gökyüzü pembe..." Yıldız'ın gözleri mutlulukla parlayınca, burnunun ucuna bir öpücük kondurdum. "Lena'da senin gökyüzüne doğacağına göre senin gökyüzünü en yakından görsün."

Yıldız sol eliyle yüzünü yellemeye başladığında hem utandığının hem de gözlerinin dolduğunun farkındaydım. "Bilerek yapıyorsun," dedi nazlı bir tonda. "Zırıl zırıl ağlayayım sonra yanaklarımı rahatça sıkıştırasın diye yapıyorsun..."

Çocukça bir edayla omuz silkerken; "Ne yapayım, başka türlü izin vermiyorsun," dedim inkar etmeyerek. Yıldız'ın mayalı poğaçaya dönen yanakları o kadar tatlı bir hal almıştı ki; insanın dayanması mümkün değildi. Ve en güzeli Yıldız'ın yanaklarının aynısını her ultrasona girdiğimizde görüyor oluşumdu. Ardından pembeye bulanan hayallerimle mutlu bir şekilde devam ettim. "Lena doğsun, ona da yapacağım. Görürsün..."

Yıldız yüzünü bana doğru çevirdiğinde, yeşillerinde çiçekler açıyordu. "Kıyamazsın," diyerek başını iki yana sallandırdı. "Bak gör hele bir doğsun, her gün tıraş olurken kendini şaşıracaksın... Bırak öpmeyi, koklarken bile dişlerimi en son ne zaman fırçaladım diye düşüneceksin, biliyorum ben."

Opia | TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin