26. Bölüm

42.1K 2.9K 781
                                    

Merhabalar. Akşam bölümü uyuya kalırken, okuduğum için umarım bir hatası kalmamıştır diyorum.
Bu bölümü geçiş bölümü gibi sayabilirsiniz. Bazıları bazı yollara saptı. Haftaya gerçeğe geçiş yapan çift okuyacağımızı umuyorum.
Bölüm şarkımız; Melike Şahin - Geri ver.
Bölüm Mazlum'dan ama şarkı Yıldız'dan.
Hepinize sağlıklı günler diliyorum.
Edit;ZehraAyar0 çokça kalp ♥️

Edit;ZehraAyar0  çokça kalp ♥️

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yıldız...
Bir şeyi hem delice isteyip, hemde hiç istememe durumunuz oldu mu bilemiyorum. Şayet bu yaşıma gelene kadar, kendimi ve ne istediğimi bilmediğim bir an olmamıştı. Adımlarımı hep kendimden emin ve sağlam atmıştım. Ama ilk defa adım atamıyordum. Çünkü atacağım adım ilk defa sadece beni ilgilendirmiyordu.

Yıldız, beni ilk öptüğünde yanlışlıkla öptüğü için asla yükselmedim. Mutlu oldum, huzur doldum ama asla devamını ya da bir gün tekrardan yaşanmasına dair bir umudum olmadı. Yıldız ne zaman ki beni tekrardan öptü, işin o zaman rengi değişti. Öptü demek ne kadar doğru olur orası tartışılırdı ama Yıldız gibi yaralı ve uçmayı bilmeyen bir kuşun çırpmaya çalıştığı her kanat çok anlamlıydı.

Yıldız'ın masum öpücüğüne karşı koyamamam, üstelik birde kendisini benim öpmem işi çok başka yerlere taşıdı. Taşıdı ve ikimizde farklı yerlere savrulduk.

Ben; Yıldız'ın tüm çıkış yollarını kapatmak üzere olduğumu ertesi gün fark ettim. Yıldız'ın bana bakışları değişti diyemeyeceğim. Çok önceleri bıraktı bir katilmişim gibi bana bakmayı ama Yıldız'ın yanımda nefes alışı bile değişti. İşte burada ayrıldık. Çünkü ben deneyimliydim ve onun bir hevesle çarpan kalbinin sesini her türlü duyabiliyordum. Yıldız o kadar deneyimsizdi ki, sırf onun için, onun geleceği için onun atması gereken adımları attığımda kendisiyle ilgili olumsuz düşüncelerim olduğuna inanıp, umutsuzluğa sürükleniyordu.

Yıldız'ın bu dönemde en son ihtiyacı olan iki şey vardı. Biri umutsuzluk diğeri sonunu kestiremeyeceği bir aşk.

Yıldız'a bir adım attığım takdirde, tüm köprüleri yıkacak gibiydi ve bu yüzden kaçmayı seçtim. Benim kaçışlarım, Yıldız'ı hırçınlaştırdı. Üzerine oturan hayal kırıklığını görüyordum. Benim hakkımda yanılmış olabilmeyi kabullenemiyordu. Aslında yanılmıyordu ama karşısına geçip; 'Evet sana aşık oldum. Üstüne birde hep yanımda nefes al istiyorum.' demek bencilceydi. Söylemek kolaydı. Aşk ilk başlarda kör ederdi, geçip giden zamanı da, fırsatları da anlayamazdın. Ama bundan on sene sonra dönüp arkasına baktığında muhtemelen ne aptalmışımda önümdeki tüm fırsatları tepmişim derdi.

Bense; Yıldız'ın hiçbir şeyi olmaya dahi razıydım ama pişmanlığı olmaya asla razı değildim.

Ama hayat, her şey planladığımız gibi gitmiyordu ne yazık ki. Aşkı yönetemiyorduk. Ne kadar deneyimli de olsanız bir yerde tıkanıyordunuz. Yıldız'ı, Turgay ile muhabbet ederken gördüğümde tıkandım. Önce kızı hayvan gibi kırdın diye kendime kızdım sonrada gidip yanına tutsana karının elinden diye kendimi gazladım. Tam bir adım atmışken, sadece yol arkadaşlığı için hatta Yıldız bu ilden kurtulsun diye bu yola çıktığımızı hatırladım. Dengeler değişmişti. İki taraf içinde dengeler değişmişti. Ben bir adım attığım takdirde kaldıraç daha da yükselecek ve Yıldız'da bana paldır kültür yuvarlanacaktı. Bunu gördüğüm için geri bastım. Hakkım da haddim de olmadığını kendime hatırlatıp, geri bastım.

Opia | TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin