Merhabalar 👋🏻
Biz bu geceden geldik çünkü internetim yok ve önümüzdeki günleri Tutulma ile Onsra evrenine yoğunlaşarak geçirmem lazım. Bu yüzden Mazlum ve Yıldız'ı sizlere emanet ediyorum.
Yıldızlarınız daima parlasın 💫
Bölüm şarkısı; İsmail Karayün - Gönül Kitap Dil Kalem
Keyifli okumalar 🎈Mazlum Doğan
Yıldız'ın gece göğsümde içini çeke çeke uyuya kalması, oldukça suçlu hissetmeme neden oldu. Yıldız ne zaman gerilse, ben kendimi suçlayabilecek bir şey bulabiliyordum. Muhtemelen yine ben bir şey yapmamıştım ve Yıldız kendimi suçlu hissetmemem için bana şort giyebilme özgürlüğümü vermişti.
Yıldız kendisi küçük şeylerle mutlu olabildiği için herkesi de kendisi gibi zannediyordu. Hoş, kendince yaptığı minik jestinden hoşnut olmadım diyemezdim. Hoşnut olmamın sebebi ise Yıldız'ın adımlamaya kendiliğinden gönüllü oluşu idi. Ama yinede kendisini bir şeyler için zorunlu hissedip adımlar atmasını istemiyordum.
Nikahın ertesi günü, Yıldız'ın annesine gidip parayı Yıldız yanımda olmadan teslim ettim. Neriman hanım beni gördüğünde önce bir şaşırdı. Sonra kızına göstermediği güleç yüzünü bana göstermeyi tercih etti. İkimizde numara yaptığının farkındaydık ama yinede saygımdan bozuntuya vermedim.
"Gelsene oğlum." dedi gülümseyerek beni kapıda göründe. Kızıyla o anda cinsiyetinden ötürü soğukluğ olduğunu bile düşündüm. Çünkü bana takındığı ses tonu, gerçek bir anne edasındaydı. Ama annelik yapması gereken çocuk ben değildim. Ondan yıllardır şu ses tonunu duymak için yüreği pır pır eden, pır pır ettikçe yüreği paramparça olan benim karımdı.
Giriş kapısından girip, ayakkabılarımı çıkardım. Bulunduğum salona daha önceki girişlerimi hatırlamamak mümkün değildi. Çünkü hepsinde elim yüreğimde idi. Ama bu sefer elim, elimde tuttuğum para kesesindeydi. Beni görünce Hurşit'in kızı olduğunu bildiğim kadın, elindeki törpüyü oturduğu koltuğun yanındaki sehpanın üzerine bırakıp genişçe gülümsedi. "Kimler gelmiş?" dedi gülümsemesine devam ederek. Bu evdeki herkesin, beş para etmez para için beni göresi varmış. Paranın açamayacağı hiçbir kapının olmadığını, hizayada sokamayacağı insan olmadığını o gün bir kez daha anladım.
"Neriman Hanım." dedim hiçbir koltuğa oturma tenezzülünde bulunmadan. "Benim pek vaktim yok." diyerek devam ettim. "Bende, size ait bir şey var. Onu getirdim sadece."
"Aaa olur mu hiç öyle şey? Bir kahvemizi içseydin." dedi Neriman hanım yalandan anaç bir tonda.
Başımı hayır dercesine salladım. "Gerek yok." dedikten sonra elimdeki para kesesini uzattım. Neriman hanım alacak gibi olduğunda, elimi geri çektim ve para kesesini almasını engelledim. "O kocanıza selamımı söyleyin." dedim kaşlarımı havalandırarak. "Bir daha bu evden biri, karımın karşısına para istemek için dikililerse bir dahaki görüşmemiz çok farklı olur."
"Nikahı kıymadan para vermekte ne bileyim." dedi isminin Nazan olduğunu hatırladığım kadın ve peşi sıra bacak bacak üstüne attı oturduğu koltukta. Genişçe gülümsedim kendisine. "Okumuş adamlarda demek ki, plansız hareketler edebiliyormuş."
"Kusura bakmayın." dedim bakışlarımı Neriman hanıma çevirerek. Madem o yalandan annelik yapabiliyordu, bende yalandan üzgün numarası yapabilirdim sonuçta. "Nikahımıza sizi davet etmedik.." dedikten sonra dudak büktüm. "Yıldız, en güzel günü sizinle lekelesin istemedim ben." dediğimde üzüntümün yalandan olduğu ayyuka çıktı.
"Nasıl yani?" dedi Neriman hanım. "Nikah için benim imza atmam gerekiyordu."
"Yıldız, on sekizine girince size gerek kalmadı." dedim eğlenir bir tonda. Bir insan nasıl olurdu da canından kopanın, koptuğu günü bile bilmezdi? Ben bilmediğim için üzülmüşken, değersiz hissetti diye düşünmüşken, annesinin nasıl aklına gelmezdi? "Şunu unutmayın, size bundan sonra hiç gerek yok. Bu yüzden." diyerek elimdeki para kesesini salladım. "Ben şimdi size bu parayı teslim edeceğim. Evli evine, köylü köyüne gidecek. Ama siz Yıldız'ın ne ölüsüne, ne de dirisine asla gelmeyeceksiniz. Bir daha karşısına çıkmayacaksınız, önünü kesmeyeceksiniz." dedikten sonra onaylasınlar diye kaşlarımı havalandırarak beklemeye başladım. "Bu parayı istiyor musunuz istemiyor musunuz?" dedim katı bir tonda. İkisi de keskin tavrım karşısında, dut yemiş bülbüle dönünce devam ettim. "Benim bu parayı artık size vermeme gerek yok. Çünkü Yıldız benim resmi nikahlı karım. Ama söz ağızdan bir kere çıktığı için bugün buradayım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Opia | TAMAMLANDI
ChickLitKüçük bir kız çocuğuydum. Bedenim büyüdü. Ruhum bir üvey babanın elinde yok oldu. Adımı parlamam için Yıldız koyan annem, gün geldi tüm ışığımın sönmesine göz yumdu. Yıldız oldum, ruhum tutunamadığım gökyüzünden kaydı. Ben, hiç parlayamadım. Tahtım...