55. Bölüm

24.6K 1.9K 186
                                    

Selamlar.
Perşembe için şimdiden söz veremiyorum ama kısmet olursa görüşürüz.
Hikayelerin akışlarından ya da aksiliklerinden haberdar olmak için instagram hesabını takip edebilirsiniz.
@gkcnnder

Keyifli okumalar ♥️
Bölüm şarkısı sizden olsun bu sefer olur mu? Etiketlerinizi takip ediyor olacağımla,: sevgiler ♥️

Kendimi bir anda nasıl olduysa acilde buldum. Bu sefer bir sedyede yatan bendim. Ve yattığım yerden baktığımda; hayat gerçekten kısa ve elde tutulması imkansız bir kuş gibiydi. "Hamileyim," dedim kesik bir nefesle. Doktorun anlamama ihtimali zaten yoktu ama ben yinede söyleyerek işimi garanti altına almak istedim. "Daha bugün öğrendim..." Başımı sedyede hızlıca iki yana oynattım. "Neden böyle oldu ki?"

İnsan hayatı dediğinde; bir tane sorun olurdu. Benimki gibi bin yüz elli beş tane değil...

Doktor bey; "Sorun yok şimdi ultrasonla bakar, durum nedir öğreniriz," desede, benim içimde fırtınalar esti. Yıllardır; çocuk sahibi olmak isteyip de sahip olamadığım için değil ama daha Mazlum'a korktuğum varlığını söyleyememişken, yok oluşunu da söylemek istemedim... Karnımın üzerine bir jel sıkıldığında, stresten içim çalkalandı. Heyecanlı değildim ama oldukça panikli bir haldeydim. Doktor bey; bir müddet önündeki minik ekrana baktı. Ardından; "Kesede bir sorun gözükmüyor," dedi duru bir tonda. "Muhtemelen yerleşme kanaması yaşamışsınızdır. Yalnız yine de hafta içi kendi doktorunuzdan randevu alın lütfen..." Bir doktorum yoktu. Her insanın kendine ait bir doktoru mu olurdu? Karnımın üzerine bir kağıt havlu bıraktığında, henüz ne olduğunu bile anlayamamış bir haldeydim. "Kanamalarınız devam ederse, göz ardı etmeyin. Özellikle kan rengi koyu kırmızıya dönüyorsa, en yakın hastaneye gidin."

Karnımın üzerindeki jeli sildikten sonra, renk renk örme kazağımı aşağı çekerken; "Teşekkür ederim," dedim.

Doktor bey yanımdan "Geçmiş olsun," deyip apar topar çıkınca hepten tersim döndü.

"Bu ne biçim hastane be!" diye söylenerek acil alanından çıktım. "Ne baktı, ne bir şey söyledi! Sanki alnımda daha önceden beşiz doğurdum yazıyor! Ulan insan iki bir şey söyler be!" Zira hiç acile gelmeseydim, çok daha huzurluydum. Vural'ın sıkıntısının üstüne acaba birde bebekte bir şey mi var düşüncesi gelip yüreğime bir fil edasıyla oturdu.

Tam köşeyi dönüyordum ki; Zeynep'in "Yıldız!" diye çığlık kıyamet bağırdığını duydum. Ama hastanenin kapısından değilde, içerisinden bana doğru koşuyordu. Önüme geldiğinde ellerini diz kapaklarına kapatıp, bedenini öne doğru eğerek derin derin soluklar aldı. "Vural'ın," dedi derin bir soluk gönderirken ciğerlerine. "Ailesi söyledi burada olduğunu." Avuç içlerini dizlerinden çekip, hızlıca doğruldu ve iki elini iki koluma attı. "Neyin var?"

Omuzlarım bıkkınlıkla çökerken; "Tansiyonum düşmüş," dedim geçiştirmek istercesine.

Zeynep'in gözleri üzerimde gezindi ve bir adım geri çıktı. "Tansiyonun bacak arandan mı düşüyor?"

İki elim havada kalırken, bakışlarımı bedenime çevirdim ve kot pantolonumun apış arasında gördüğüm kanama gözlerimi bıkkınlıkla yummama neden oldu. Sol elimin parmaklarıyla kaşlarımı sıvazlarken; "Hamileyim," dedim düz bir seste. "Kanamam olmuş..."

Zeynep aniden kaşlarımı ovaladığım sol elimi yüzümden çekti. "O zaman neden ayaktasın?" dedi hoyratça başını iki yana sallayarak. "Neden bir yatakta yatmıyorsun da, koridorlarda dolaşıyorsun?"

Başımla acili işaret ederken; "Acil doktoru bir şeyim olmadığını söyledi," diyerek omuz silktim. Ardından "Zeynep," dedim uzata uzata. "Birazdan Mazlum gelecek," dediğimde eee dercesine başını sallandırdı. "Benim yanımda çantam falan hiçbir şeyim yok. Para da yok." Zeynep devam et dercesine sağ elini bir tur havada döndürdü. "Bana gidip, bir eşofman alsan... Mazlum," deyip, sağ elimle bedenimi işaret ettim. "Beni böyle görmese... Olur mu?"

Opia | TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin