28. Bölüm

40.8K 2.6K 543
                                    

Selamlar.
Şiddetli baş ağrım, aniden şarjı biten ve kapanan telefonum, kendilerine yol arayan canım çiftim ve ben aranızdayız.
Uykunuzdan çaldığımız için çok çok özür diler, bol yıldızlı geceler dileriz 💫
Bölüm şarkısı; Demir Demirkıran - Var mı aşktan öte?
Müzik önerilerinizi bekleriz.
Hepinize çokça sevgi, bolca minnet.
Sağlıkla kalın 🎈

"Bana sadece sen dokun istiyorum."

Hayatımda hiç aynı anda ayaklarım mutluluktan yerden kesilirken, kalp spazmı geçirdiğimi hissetmemiştim. Yıldız'ı tanıyana kadar. Yıldız'ı tanıdım tanıyalı, bana aynı anda birden fazla hissiyatı yaşatıyordu. Söylediği tek bir kelime beni alıp bulutların üstüne çıkartırken, zihnim kalbimin etrafında demirden bir el olup, kanat çırpmasana engel oluyordu.

"Sen." dedim ağırca yutkunarak. "Sen, benden ne istediğinin farkında mısın?" Yıldız, evet dercesine başını sallayınca sıkıntılı bir nefes verdim. "Bence, değilsin." diyerek başımı iki yana salladım. "İstediğin şeyin sonuçlarını tahmin de, tahlil de edemiyorsun çünkü."

"Neyi tahmin edemiyorum mesela?" deyince Yıldız dik bir tonda gözlerimin içine bakarak, yanaklarımı şişirdim nefesimle.

"Yıldız ben diyorum ki; aklın, yüreğin ardında kalmadan git. Bunun için uğraşıyorum ama sen tam aksi olsun diye inadına didiniyorsun sanki!" diyerek isyankar bir tonda bir adım geri çıktım. Kafayı yiyecektim. Allah belamı versin ki kafayı yiyecektim. Hayalini bile kendime yasak kıldığım kadın, geçmiş karşıma bana sen dokun istiyorum diyordu. Hem ne istediğinin farkında değildi hemde beni ne denli harladığının. Sol elimi hırsla saçlarımın arasında gezdirdim. "Mesela her şeyi gelişine güzel yaşıyorsun. Benim erkek olduğumu unutuyorsun mesela. Bu söyleminden cesaret alabileceğimden bir habersin. Senin aklına uydum diyelim sonra ne olacak peki?" dedim bir çare arayarak.

Aslında ne olacağı belliydi. Yıldız, bana geçici bir heves besliyor olsa bile, beslediği heveslerin yıllar sonra yerinde yeller esse bile, ona nasıl, nerede ve ne zaman dokunduğumu asla unutmayacaktı. Hepsini geçtim, yaşadığımız coğrafya gereği ya bunu saklamak zorunda kalacaktı ya söylediğinde türlü imalara maruz kalacaktı ya da karşısındaki insanın istediği anda vurabileceği açık bir kozu olacaktı.

"Mazlum." deyince Yıldız, yüzüne odaklandım. "Bak oradan bakınca çok saçma durduğunun farkındayım." diyerek bir adım geri çıkmam sonucu bedeninden uzaklaşan elimi tuttu usulca. "Ben, bildiğim tüm doğruları senden öğrendim. Yanımda bulunduğun her andan mutluluk duyarken, yanımda olmadığın her an eksik hissediyorum." dediğinde gözlerimi yumdum üzüntüyle. Çünkü Yıldız'ı istemediğim halde etkim altına almayı başarmıştım. Yapmam gerekenlerin yanında, yapmamam gerekenleride yaparak durumu çıkmaza sokmuştum. "Biz birlikte yaşıyoruz, birlikte uyuyoruz." diyerek hafifçe tebessüm etti. "Sen, beni seviyorsun." dediğinde yüzündeki gülümsemeye parıldayan gözleri eklendi. "Sen zaten bana dokunuyorsun. Beni öpüyorsun, sarılıyorsun." dedikten sonra başını iki yana salladı. "Ama ben talep ettiğimde benden bir yabancıymışım gibi uzaklaşıyorsun. Oysaki ben sadece her şeyi senden öğrenmek, seninle deneyimlemek istiyorum."

Zira Yıldız ile çok hassas bir ilişkim olmasaydı; "Sen kafayı yemişsin!" derdim. Onun yerine; "Zorluyorsun." diyebildim sadece. Çünkü gerçekten zorluyordu. En basitinden benim bir erkek olduğumu unutuyordu. Beni geçtim başkasından böyle bir şey talep ederse, herhangi birinin isteğini sorgusuz sualsiz kendisine vereceğini bilmek ise yüreğimi dağlıyordu.

Opia | TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin