66. Bölüm

20.1K 1.7K 80
                                    

Hepinize Mutlu bayramlar diler, dibini sıyırdığım psikolojimle; kapanma bitene kadar herhangi bir aksaklık için beni mazur görmenizi rica ederim. Yine de yaşanmaması temennimiz.
Sevgiler ♥️

Halam merhaba demek yerine; kendince kafasına göre kurduklarıyla konuşunca şokla kendisine döndüm. Ne dercesine başını iki yana sallandırdığında nasıl ayaklanacağımı şaşırdım. Halam merhaba demedi ama Mazlum yanıma doğru adımlarken "Hoş geldiniz," dedi çizgisini bozmayarak. Ardından bakışları bana dönünce sol gözünü kırptı hayırdır dercesine.

"Şey," dedim huzursuzca yerimde kıpırdanarak ama Mazlum'un sol kolu bana uzanınca, tedirginliğim huzursuzluğum kuş oldu uçtu. "Şey bu, halam. Halam; Yasemin."

Mazlum başını aşağı yukarı sallandırırken; "Mazlum," diyerek sağ elini halama doğru uzattı. Halam Mazlum'un elini sıkarken, Mazlum gülümsemesini genişletti. "Eşiyim, ırz düşmanı değil." Mazlum ile benim arkamda kalan Lena'nın sesi çıkınca Mazlum hızlıca Lena'ya doğru döndü. "Babacım," dedi şevkle. Mazlum'un gelmesiyle, Lena'nın ana kucağı esareti son buldu. "Sen büyüdün de misafir mi ağırlamaya başladın?"

Mazlum, Lena'yı kucaklayınca Lena'nın huysuz mırıltıları son buldu. O arada halam "Allah analı babalı büyütsün," dedi ama muhatabı ben değildim.

"Teşekkürler," dedi Mazlum, duru bir tonda. Ardından gözleri beni bulduğunda; "Kahve mi yapacaktın?" diyerek genişçe gülümsedi. "Bende içerim valla. Omuzlarım tutuldu yol boyunca."

"Ha?" dedim şokla. Yani biri bana ilk karşılaştığımız anda 'Merhaba ırz düşmanı,' dese, ben buyur birde kahvemi iç öyle sövmeye devam et demezdim. "Yaparım tabi... Geç otur sen."

Açık mutfağa doğru ilerledim ama tedirgin bir vaziyette. Halam başka patavatsızlık yapar mıydı, Mazlum'da daha ne kadar peygamber sabrı vardı kestiremiyordum. Ben kahve yaparken halam "Siz tam," dedi çekingence. "Biz Yıldız ile ne doğru ne yalan diye konuşurken geldiğiniz için ben birden konuşmuş bulundum. Zihnimde Neriman'ın söyledikleri ile Yıldız'ın söyledikleri birbirine girince ırz düşmanı çıktı dilimden. Kusuruma bakmayın..."

"Allah Allah," deyince Mazlum rahat bir tonla, oturma alanına doğru kaçamak bir bakış attım. Konudan bağımsız çok ama çok bağımsız, göğsüne yatırdığı Lena ile o kadar güzel duruyordu ki... Gözlerimden kalpler fışkırmasa da ağzımın suyu bir paket jelibon yemişim gibi sulanıyordu. "Neriman hanımı nerede gördünüz?"

"Keşke görmekle kalsaydım," dedi halam hoşnutsuz bir tonda. "Yıldız'ın kardeşi bende kalıyor..."

"Evet biliyorum. Kardeşiniz ölünce, kardeşinizin oğlunu yanınıza almışsınız." Mazlum'un araya girişiyle, halam ister istemez duraksadı. "Keşke Yıldız'ı da bir arasaydınız."

Halam "Neriman ile görüşüyorduk," diyerek, bana bir tur anlattıklarını Mazlum'a anlatmaya başladı. Ben kahveleri götürdüğümde, konu yine benim Mazlum'a kaçıp kaçmadığıma kadar gelmişti. "Anlamadım ki!" dedi halam, uzattığım tepsideki kahvesini alırken. "Gelmiş sabiyi dolduruyor evde! Utanmasa verecek eline bir tabanca, git namusumuzu temizle diyecek!" Gözlerim irice açılırken, kucağımdaki tepsiyle birlikte Mazlum'un yanına oturdum. Lena kucağında diye uzanmamasını hedeflediğimi anlamış olacak ki, sağ elini Lena'nın sırtında sabitlerden sol eliyle tepsiden kahve fincanını alıp bir yudum aldı. Ardından fincanını tepsiye geri bıraktı. "Bende işin aslını öğrenmeye geldim açıkçası. Benim nezdimde Yıldız her ne kadar kocaya kaçacak bir çocuk değilse, satılmaya göz yumacak bir çocukta değil!"

Ben tam dudaklarımı aralamıştım ki, Mazlum "Sizi hayal kırıklığına uğratmak istemem," diyerek lafa benden önce giriş yaptı. "Evet, Yıldız'ı para karşılığı birilerine sattılar..." Hafifçe boğazımı temizleyerek, bakışlarımı Mazlum'a çevirdiğimde sanki Lena anlayabilecekmiş gibi Lena'nın açıkta kalan sağ kulağını eliyle örttü. "Ve evet, Yıldız bunları kabullenecek sinik bir karakter değil. En azından yeğeninizi iyi tanıyormuşsunuz."

Opia | TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin