'

32 3 0
                                    

Hiç çıkmazda olduğunuzu ve kaybolduğunuzu hissettiğiniz oldu mu? 

Hiç, ölüm ile burun buruna olduğunuz oldu mu? 

Hiç kaybettiniz mi? Yaşamı, yaşamayı...

Bir şeyleri kaybetmeyen, hiç ölmeyi dileyen biriyle aynı olabilir mi? 

Acıların eşiğinden döndüm ve şimdi buradayım! Bu yalnızca bir kişiye iletidir. Haberdar olup olmamasıyla ilgilenmiyorum, şu an yalnızca elimden gelen bu! Başaramamanın utançlığı ile dolu bir özür telgrafı belki de. Ve belki de, bir yardım çağrısı. 

Dürüst olmak gerekirse, kaosun ve hiçliğin tam ortasındayım. Ölesiye korkularımın dolu olduğu ve her yerde benden bir parçanın bulunduğu kanlı rahmin kalıntıları arasındayım. Ve gece yarısı çığlıklarımın hapsolduğu bir ses kaydı çalıyor. Gün doğumunda kapı çalıyor, aceleyle kağıtları çekmeceye tıkıştırıyorum. Kağıtların buruşmaları umursayacağım en son şey. Odaya gelen hemşire yüzünü buruşturuyor ve hızla pencereyi açmaya gidiyor. İçeriye dolan havayla birlikte canlandığımı düşünüyor olmalı ki bana gülümseyerek "günaydın" diyor. İlaçları içiyorum ve zorla kahvaltıya götürülüyorum, ve gün başlıyor... 

Güz mezarının ölü cesetleri güne başlıyor...

DKB ZihniHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin