'

17 3 3
                                    

Ne oluyor? Neden oluyor? Düşünceler hızla okyanusun dibini boyluyor. Kim serbest bıraktı onları? Ne cüretle! Neden böyleyim, bilmiyorum. Neden öfkeliyim? Çok düşünmekten? Belki. Sorunun kaynağını bulabilsem hiç düşünmeden giyotine yatırırdım. Beni uykularımdan uyandıran bu düşünce mi? Kellene veda et, seni pislik. Düşüncenin bir düşüncesi olabilir mi? Tıpkı parçalanmış bir zihnin tekrardan parçalanması gibi. Bu mümkün olabilir iken elbette ki o da pekala mümkündür. O zaman bunun önlemini nasıl alabiliriz. Yani, zihin düşünce patlaması yapmadan önce. En nihayetinde kimse zihnin çıldırmasına ve somut bir şekilde olmasa da kafasının bir bomba gibi patlayıp toz bulutuna karışmasını istemez. Varlığın varlığı. Ya da gölgenin gölgesi. Benim bir başka benliğim ve onun da bir başka benliği... Bu böyle uzayıp gider. Daha fazla örneğe gerek yok. Kavramamız gereken tek bir şey var: herhangi bir şeyin herhangi bir şeyi doğurduğu. Öncelikle belirtmeliyim ki, bu fikir tamamıyla bana ait herhangi bir bilimselliği yok. Belki çok doğru bir şeyin altını çizmiş olabilirim ya da sadece bir deli saçmalığından başka bir şey değildir. Eğer olur da ileride bu fikir kanıtlanırsa o zaman bu konuya geri dönebiliriz ama şimdi devam etmeme izin verin. Çocukluğunda travmaya uğramış kişilerin zihinleri parçalanır ve zihin yeni bir zihin yaratır ve travmaya dair tüm acı hatıralar o zihne aktarılır ve asıl ev sahibi zihni özgür kılar. Ancak her şey bu kadar değil. Gün sonunda ışıkta olan parçalanmış kimlik bir travmaya maruz kalırsa parçalanmış zihin kendi içinde parçalanır ve yeni bir zihni doğurur ve yaşadığı travmaları ona aktarır ardından acıyı sahiplenişini izler. Bu böyle sürüp gidebilir. Böylece, yanından geçip gittiğiniz kişinin aslında parçalanmış birçok zihne ev sahipliği yaptığını bilmezsiniz. Teorim de düşüncelerin de böyle olması. Hatta daha ileriye gidersek, düşüncenin yönettiği insan. Düşünce insanı. Dünyanın adil olmadığını düşünen bir düşünce parçalanarak eşit haklara sahip olmadığımız düşüncesini doğurabilir. Düşünceler duyguları da besler. Adil olmama düşüncesi öfke duygusunu uyandırır. Ve birden fazla parçalanma. Peki ya, zihin bu kadar parçalanmayı kaldıracak kadar güçlü mü?




Sonu için kusura bakmayın, ilham perim uçtu 

DKB ZihniHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin