'

30 3 0
                                    

Hasta değiliz, ölüyüz! Ruhlarımızın katledildiği bedenlerimiz dolanıyor avlu girişinde, bir cesedi andırmayan bedenimiz... 

Belki de düşündükleri gibi hiçbir değeri yoktur ruhlarımızın, kim bilir, cesetlerimizin kokusu yüzünden bizi buraya kapatmışlardır, sonuçta sokakta ölü gibi dolaşmakla avluda dolaşmak arasında ne fark var ki, baktığımız gökyüzü hariç. 

Ve belki de, onlar haklı. Yani, bizim burada çürümemiz konusunda. Hastayız ve belki de deli, onlara zarar verebiliriz, bir düzen istiyorlar; kötülerin cezalandırıldığı ve iyilerin ödüllendirildiği, ve bu düzende bize yer yok, çünkü biz ne iyiyiz ne de kötü... Her şey bir hayal gibi geliyor, beni hayal dünyamdan çekip gerçekliğe döndürmeye çalışıyorlarmış gibi geliyor, sanki bir komadaymışım gibi...

Yaşıyor hissini kaybediyor gibiyim, korkuyorum. Her yeni güne pencerelerin açılıp açılmadığını kontrol ederek başlıyorum -sadece hemşireler açabiliyor-. Zorlanıyorum, bir ceset gibi ortalıklarda dolaşmaktan. Varlığımın süt beyazı körlüğünde yüzdüğümü hayal ediyor ve boğuluyorum. Gittikçe kayboluyorum kalabalık cesetlerin arasında, gittikçe nefret ediyorum bize yardımının dokunacağını sanan doktordan. Her şey bi' hayliyle tuhaf iken bile karnımın zil çalmasına aldırmazlık edemiyorum. Bana ceza verenden çokça af diliyorum, yemek yemeyi istiyorum. 






DKB ZihniHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin