Boşlukta kaybolmuş bir çocuk ve ötekileştirilmiş hisler, öylece başıboş ve ıssız sokakta yürüyorlardı. Güçsüzce yanan sokak lambası arada bir sönüyordu ve sokağı anlık bir karanlığa teslim edip yeniden yanıyordu. Birde eğlencesine gülermiş gibi çıkardığı cızıltılar kulak tırmalayıcıydı. Sokağın köşesinden dönen çocuk arkasında sadece ıssız sokakta eğlenen sokak lambasını değil zihnini de bırakmıştı, o şimdi farklı bir kimlikteydi. Ölümü arzulayan, öfkesinden dünyayı kavuracak biriydi. Sinirliydi, hıncını kaldırımdan almak istermişçesine adımlarını kaldırımı dövermiş gibi atıyordu. Karanlıktı, en az karanlık sokak kadar. Ruhsuzdu, benliği simsiyahtı, tüm sorunu insanlarlaymış gibi görünse de aslında kendisiyleydi. Aslında o insanlardan değil kendinden nefret ediyordu. Onu bu hale getiren insanlardı ama bu halde kalmaya devam eden oydu. Belki iyileşebilir, sağlıklı olabilirdi. Ama bu fikirden nefret ediyordu. Eğer beni bu hale insanlar getirdiyse cezalarını çekmeliydiler. Ben acılar içinde kıvranırken onlar sıcacık evlerinde rahatça uyuyamazlar; eğer ben her gece ağlayarak uyuduysam onlar çocuklarına masal okuyamazlar, diyordu. Öfkesiyle kendi içinde bir yanardağ yaratıyor, lavını kusarak insanları yakıyordu. Tek sıkıntısı öfkesinin onu yeterince cesaretlendirmeyişi. İçinde biriken sadece öfkeydi, güç değil ve o yeterince güce sahip olamazsa yalnızca kendini zehirleyecekti. Ve durdu. Bu saatte hala açık olan markete baktı ve susadığını hissetti, zehir gibi bir sıvı boğazını yaktı. Konuşamıyordu. Sanki dilsizdi, kelimeler bir türlü dudağından dökülmüyordu. Marketten içeriye girdi ve bir içki şişesini kırıp kasada ki adamın boğazını kesti. Kanın akışını izlerken artık daha rahattı, kelimeler kolayca dökülüyordu dudaklarından. Konuşamayışının tek sıkıntısı kanı arzuluyor olmalıydı. Ve marketin kapısından içeriye giren konuşamayan çocuk artık o öfkesinde boğulan kız değildi. Gitmişti ve yerine farklı bir zihin uyanmıştı. İşte tüm zihinlerin öfkesini bastırabilecek bir zihin uyanmıştı. O herkesten çok daha öfkeli ve çok daha acı içinde kıvranan bir zihindi. Marketten çıktı ve öylece boşluğun içinde kayboldu....