Bağrışlar, çığlıklar ve kulakları sağır eden siren sesleri...
Bu gece de komşular sayesinde hayattaydık. Babam bu gece de polis arabasına bindirilmişti. Ama biliyordum ki, sabah karakoldan öylece çıkacak ve yine birkaç gün sonra aynı gece yaşanacaktı. Serum takılı halde uzanırken ölmeyi diledim, yok olmayı, bir bulutun tozuna karışmayı... Ama olmadı, doktor sağlıklı olduğum gerekçesiyle beni taburcu etti. Annemin durumu kötüymüş onun birkaç gün daha müşade altında kalması gerekiyormuş. Doktor annemi kurtarmıştı ondan ama beni kurtaramamıştı. Dışarıda saatlerce dolaştım. Sokaklarda koştum, parklarda oynadım. Hava karardığında gücüm tükenmişti artık, acıkmıştım ve eve gitmem gerekiyordu. Belki bu sefer beni komaya sokabilirdi. Sonsuza dek uyurdum, dinlenirdim. İstemeye istemeye eve doğru yürüdüm. Feci halde titriyordum soğuktan dolayı mı bilmiyorum. Evin kapısının önünde derin bir nefes aldım ve zili çaldım. Bir küfür geldi içeriden. Korktum, hızla geriye doğru dönüp koşmaya başlarken açıldı kapı. Öfkeyle adımı seslendi, başımın dönüşü ve gözlerimin doluşu zayıf hissettirdi. Saçımdan tuttuğu gibi eve doğru sürükledi. O gece zayıf olduğumu düşünüyordum ama şimdi çok daha iyi anlıyorum ki bir alterin uyanmasının hemen öncesinde görülen belirtilerden biriymiş sadece. O gecenin ilerleyen saatlerine doğru baş ağrım daha da şiddetlendi, gözlerim bulanıklaştı, etraf döndü ve bayıldım. Uyandığımda bu kez babam hastane yatağında yatıyordu ve ben de yatakta kolu kelepçeli bir şekilde yatıyordum. Tüm suçlamaları reddettim, ki hiçbir şey yapmadığımı da biliyordum. Ama babamı ilk kez böyle korkmuş, ilk kez böyle sakin tabiri caizse süt dökmüş kediye dönmüş bir şekilde görüyordum ve bu nedense iyi hissettirdi. Ne olduğunu bilmiyordum. Günlerce hapiste kaldım, polisler günlerce sorguya aldı beni. En sonunda bir suçum olmadığı kararına vardılar ama babamı hastane yatağında zevkle izlemem bu üşün peşini bırakamamaları gerektiğini hatırlatıyordu onlara. Bu sayede bir psikiyatriste gitmeye başladım ve bu sayede öğrendim zaten. Aslında o gece beni ölümden kurtaran bir arkadaşım olduğunu söylediler bana. Tuvalete gittim, aynanın karşısına geçtim ve onunla tanıştım, kahramanımla. O, o gece babamı öldürme teşebbüsünde bulunmuştu ve başaramadığı için benden özür diliyordu. O gün o aynayı da çalıp gittim o hastaneden, şehirden. Hiç bilmediğim bir yolculuğa çıktık birlikte. Bir katile yardım ve yataklık ettim, en az onun kadar cezayı hak ediyordum ve kaçmaktan başka çaremiz yoktu. Bu şehirden gitmekten başka çaremiz yoktu. Yaratıcı beni kurtarmak için bir kahraman yollamıştı ve o kahraman öldürmeden beni kurtaramazdı. O bir katil olabilir ama aynı zamanda bir kahraman. Benim kontrolümde ona izin veriyorum. Birlikte çalışıyor ve hayat kurtarıyoruz. Biz bir katil ve aynı zamanda kahramanız. Geceleri sokaklarda dolaşıyor ve küçük çocuklara masallar okuyoruz. Gündüzleri insanların arasına karışıp, kayboluyoruz. Kimse bilmiyor hikayemizi, kimse duymuyor şarkımızı....