'

16 3 0
                                    

"Ben," titreyen ellerimi bacaklarımın altına aldım. "Ben birini öldürdüm!" Geldiğimden beri izlediğim melek biblosundan gözlerimi ayırıp doktora baktım. Gözlerinde ki korkuya karışan endişeyi gördüm. Bakışlarının çok derinlerinde benden korkuyordu. O haklı, bazen ben de, benden korkabiliyorum. Profesyonelliği gereği donuk bakışlarına geri döndü ve ben de devam ettim, onu korkutan sözlerime.
"Ben istemedim böyle olmasını ama buna mecburdum. Her daim peşimdeydi, her yaptığımı izliyordu. Ben onu öldürmeseydim eğer o beni öldürecekti!"
"Bu, bu nefsi müdafa değil mi? Ben sadece kendimi savundum. Yemin ederim!"
Terliyordum. Sırrım açığa çıkmıştı. Ayağa kalktım. Odanın içinde yürümeye başladım. Vazoda ki çiçeği kokladım, perdelerin kadifemsi dokusuna dokundum, kapıya doğru gittim, buradan çıkıp gitmek istedim. Doktorun öfkeli bakışlarını hissedebiliyordum. Birazdan polisi arayacaktı, beni öldürecekler!
"Eğer seni öldürmek istiyorsa, evet, evet bu nefsi müdafaya girer." Yürümeyi bıraktım, doktorun karşısına oturdum. Evet bu nefsi müdafaydı. Ben sadece kendimi savunmuştum. Ben kötü biri değilim. "Özür dilerim ama bana teşekkür etmelisiniz. Ben tüm insanları özgür kıldım. Onlar ise bana öfkeli, beni öldürmek istiyorlar, her yerde beni arıyorlar. Söylesenize ben doğru olanı yaptım, değil mi? Beni hiç istemediğim bir yere gönderdi! Beni hep cezalandırdı. Bu yerde herkes bana kötü davranıyor. Suçum neydi ki benim, neden herkes beni cezalandırmak istiyor?" Yutkundum. "Neden onlar elma yedi diye ben cezalandırılıyorum. Ben yasak bir meyve yemedim ki, ben izinsiz kimsenin eşyasına bile dokunmam. Hem ben onlara yemelerini de söylemedim. O kesinlikle bahane arıyordu ve bizi öldürmek istiyordu. Şimdi ise ben insanları özgür kıldım. Ve onlar ise bana öfkeli." Doğru olanı yaptım ben. Bir gün herkes anlayacak! "Sen kimi öldürdün?" Öfkeyle doktora baktım. Bilmiyor muydu sanki, ne diye soruyordu! Benimle dalga mı geçiyordu! Sinirle "Tanrı'yı!" diye haykırdım. "Ben Tanrı'nın katiliyim! Sizi yaratanı özgür kıldım, Şimdi korkmanıza gerek yok!" Ayağa kalktım, oturamıyordum. Boğuluyordum. Öfkemi yatıştırmaya çalışarak devam ettim. "Artık hiçbir bebek zarar görmeyecek! Hiçbir çocuk açlıktan ölmeyecek! Tüm insanları kurtardım, onları öldüren kimse yok! Ama ben tehlikedeyim. Haberlerde benim fotoğrafımı yayınladılar. Tüm din adamları peşimde. Beni öldürecekler!" Yağan yağmurun sesi ile durdum. Pencere kenarına gittim. "İşte Tanrı'nın kutsal kanı yağıyor! Bu son yağmur olacak. Artık Tanrı da insanlar da ağlayamayacak!" Kendimi pencereden boşluğa bıraktım. Son kez rüzgara sarıldım, gözlerimi kapattım.

Doktorun çığlığı hala kulaklarımda. Defalarca kez "Ne yaptığını sanıyorsun sen!" diye bağırmıştı. Bilmiyordum, ne yaptığımı ben de bilmiyordum. Belki ben de diğerleri gibiydim. O an doktora acı bir anı bırakmaktan başka bir şey düşünmemiştim. Diğerleri gibi acımasızdım belki de. Ne doktoru ne de odanın dışında beni bekleyen annemi umursamıştım. Ama sorun değil Tanrı da beni umursamıyordu zaten. Doktor kolumdan tutup odadan çıkarmış, bir hemşire çağırıp beni ona emanet ederek annem ile odasında yarım saatten fazla konuşmuştu. Hemşire bir deliye göz kulak olmaktan sıkılmış gibi oflayıp duruyordu ama suçlu ben değildim, doktordu. Bu algıdan bıktım artık! Sanki herkes her şeyin suçlusu benmişim gibi davranıyordu. Tüm haber kanalları beni konuşuyordu, yolda yürüyen tüm insanlar bana öfke ile bakıyordu... Bazen bazı şeyler istemsizce olur ve geriye döndüremeyiz, tıpkı Tanrı'nın bizi yaratması  gibi. Bence Tanrı bile insanların bu kadar ileriye gideceğini tahmin edemezdi. Aşağılık insanoğlu! Tanrı hatasını anladığında insanların canını almaya başladı ama ne kadar ileriye gideceğimizi görmek için insanları yaratmaya devam etti -belki de sonradan yaratığı insanları kontrol altında tutabileceğini düşünüyordu- ama yine yanıldı. Tanrı'nın yanılgıları insanlar için ne büyük bir şölendi tahmin bile edilemez. Din adamları Tanrı'yı seviyormuş gibi davranıyorlar ama her gece Tanrı'ya isyan ediyorlar; diğerleri Tanrı'ya inanmıyormuş gibi davranıyorlar ama her gece Tanrı'ya kendilerini affetmesi için yalvarıyorlar. Her şey berbat iken sonra çıkıp bana Tanrı'yı öldürdüğümü için kızıyorlar. 











DKB ZihniHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin