'

17 1 0
                                    

"04:38
  gün doğmak üzere. Kafamın içi melankoli, karşımda kapkara deniz. Hafif bir meltem saçlarımın arasından esip giden,tüm gerçekliğiyle cildimi yakıyor gün ışığı. Esen rüzgar dertlerimi de süpürüp gitsin istiyorum hortum çıkma olasılığını hesaplayarak. Yeni bir başlangıcın planlamasını yaparken kendime bolca sınır çiziyorum, çizgiler bıçak kadar keskin.
Ve artık yaşıyorum bundan çok eminim. Çünkü anlam kazandırmaya çalışıyorum bu paradoksa. Çok iyi biliyorsun ki hayatlarının anlamını bulamayanlar göğüslerinde bir et parçasıyla canlı canlı çürürler, buna da yaşamak demeye devam ederler. Artık bu denklem içinde çürümektense , tadını çıkarmaya çalışıyorum yeni bir gün doğumunun… yine başaramıyorum. Çünkü biliyorum. Doğacak, batacak, tekrardan doğacak ve batacak. Şimdiden belli olacaklar. Bundandır ki endişelenmemelisin; ben de doğdum ve öleceğim, hepsi bu kadar.
05:25 Titreyerek uyanıyorum. Bileklerimde bir sıcaklık. Loş ışıkta ancak fark edebildiğim bir karaltı yayılıyor çarşafa yavaş yavaş. Damlaya damlaya göl olur mu? Damla damla akıyor kanım. Anlamlandıramıyorum. İntihar etmeyi hiç düşünmedim. Sadece bi ara… hissettim. Bu noktaya gelmediğimi, bunu kendime yapmayacağımı biliyorum. Anlamlandıramıyorum bu yenilgiyi. Her şeye baştan başlamaya çalışırken ben, yine neyi yanlış yapmıştım? Nerde kaybetmiştim kendimi? Soru işaretlerinin ağırlığı altında boğulurken, nefes alış verişlerim yavaşlıyor. Bilincim kapanırken, o ölümcül hata son sürat çarpıyor suratıma. ”Kendi kendime çizdiğim sınırlar kesti bileklerimi.” alışkınım buna.
Bütün maskeler iniyor, kendi sonum oluşumu kutluyor herkes kahkahalarla. Ve kapıyorum gözlerimi.Sonrası ise karanlık, bir o kadar da özgür. Kurtulduğumu sanarken yepyeni bir kabusun içinde buluyorum kendimi. 06:44 uyanıyorum.
Soyut veya somut, bütün varlıklar tekrardan ve tekrardan çığlık atıyor suratıma:
”DÜMDÜZ YOLDA DÜŞTÜN ÇOK SAÇMA” ."

Alıntı

DKB ZihniHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin