1.Bölüm💫

78.5K 3.3K 681
                                    

Yorumlarınızı heyecanla bekliyorum..

!!Oy vermeyip, sürekli açık arayarak ters ters yorum yapan arkadaşları sessize alacağım, bilginize.!!

💫

"Mahur Saruhan!"

Boş koridorda yankılanan sert ve tok sesle adımlarım durdu. Yavaş hareketlerle o tarafa döndüm.

Doğan Saruhan tüm heybetiyle karşımda durmuş bana bakarken elleri arkasındaydı.

Çatık kaşlarımın altındaki yeşil gözleri sinirle parlarken içime kaçmış sesimle "Emredin komutanım!" Diye mırıldandım.

"Odama!"

Başka bir şey dememe müsade etmeden arkasını dönüp odasına ilerledi. Olduğum yerde dikilmeyi bırakıp peşine takıldım.

Çağırma sebebini az çok tahmin ediyordum. Sakin adımlarla odasının önüne geldiğimde çoktan içeriye girmişti.

Bakışlarımı odanın kapısına diktim. Gözüm pervazında ve yanındaki tabelada gezindi.

Binbaşı Doğan Saruhan

Derin bir nefes aldım. Şırnak'ta Suriye sınır karakolunda Üsteğmen olarak görev yapıyordum.

Abimse henüz bir albay gelmediği için şimdilik en yetkili kişiydi.

Normalde olsa asla izin verilmeyecek olan bir duruma asker olmadığı için göz yumuluyordu.

Abim ve ben. Aynı yerde görev yapamazdık. Mecburi haller dışında.

Geçici olarak buradaydım ve er ya da geç gideceğimi biliyordum. Ne kadar istemesem de en iyi ihtimalle abimin beni çağırma sebebinin bu olmasını diledim.

Terleyen avuç içlerimi kamuflajıma sürterken titrek bir nefes verdim. Birkaç saat önce yediğim hurmalar birazdan tırmalayacaktı.

Sağ elimi kaldırıp hafifçe kapıyı tıklattım. İçeriden gelen gür sesle kapı kolunu indirip içeriye girdim.

Kapıyı arkamdan kapatıp masanın önüne geldiğimde yine aynı sakinlikle tekmil verdim.

"Mahur Saruhan. Ankara. Emredin komutanım!"

Askeri sınırlar içinde abimle bizim aramızda da bir sınır vardı ki olması gereken buydu ama yine de herkes kardeş olduğumuzu bildiği için abim bu konuda daha katıydı. Hiç kimseye torpil yapmadığını ve hiçbir şekilde tolerans göstermediğini katı bir şekilde anlatıyordu.

"Rahat asker!"

Rahat konumda onu dinlerken gözlerime sinirle bakmaya devam etti. Ne kadar sinirle baksa da arkasında yatan hüznü görmüştüm, anlamıştım.

Arkasına rahat bir şekilde yaslanıp "öncelikle.." diye söze girdi.

"Yaptığın emre itaatsizlik nedeniyle savunmanı en kısa zamanda masamda istiyorum."

Sessiz kaldığımda devam etti. "İkinci olarak da yeni bir tim geliyor."

Anlamaz bakışlarla ona baksam da aslında anlamıştım. Burdaki sürem dolmuştu. Merakla devamını ve yeni görev yerimi duymayı bekledim.

"Yeni görev yerin Ankara. Pazartesi görevinin başında olacaksın"

Bakışlarını kaçırarak cümlenin kalbime koyduğu ağırlık bambaşkaydı. Yıllardır kaçtığım o şehre dönmek istediğimden emin değildim.

Yutkunmak istedim ama yapamadım. Hem bana hem anneme mezar olan o şehre gitmek istemiyordum.

Bunu abimde biliyordu. Oraya girmek istemeyeceğimi abimde biliyordu ama elinden bir şey gelmiyordu. Donuk bakışlarımla yüzüne dalıp gitmişken eliyle yüzünü sıvazlayıp çenesiyle önünde koltuğu işaret etti.

MAHUR-EHVENİŞERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin