İyi okumalar 💙
💫
İnsanoğlu denen varlık gerçekten garipti. Hiçbir şeyden memnun olmaz,bir şeyi kaybetmeden değerini anlamazdı.
Bir asker olarak ölümün gerçekten ve ansızın olduğuna en az doktorlar kadar yakından şahit olan biriydim. Evet ölüm var diye her şey sineye çekilmezdi belki ama abartılmamalıydı da.
Kocaman harflerle 'ameliyathane' yazan kapının önünde çaresizce beklerken aklımdan binbir düşünce geçiyordu.
Babamla geçirdiğim her dakikanın yanında ona her 'Caner Bey' deyişimdeki kırgın bakışları da aklımdan çıkmıyordu. Bana bir şey demeyip kendi içinde bana kırılışları canımı yaktı.
Hele tanıdık olan bu sahne boğazıma koca koca yumrular koydu. Önce ameliyathane, sonra yoğun bakım ve ölüm..
Yıllar önce annemi de bu şekilde kaybetmiştim.
Sağımda Beliz solumda İzel otururken tam karşımdaki koltukta Melek Hanım'a sarılmış annem oturuyordu.
Hepimiz burdaydık. Serkan yarım saat kadar önce durumunu öğrenmek için ameliyathaneye girmişti ve hâlâ haber yoktu.
Deli gibi ağlamak isterken gözlerimden yaşlar akmıyordu, yalnızca donuk bakışlarla ameliyathanenin kapısına bakıyordum.
Eylem Bera abime,Lale de Berkin abime sarılmışken Efdal huysuzlanan Demir'i kantine indirmişti. Cihangir babasına destek olurken Feda abi ve Asrın olayın sebebini araştırıyordu.
İçten içe omuz silktim. Kalp krizi için sebebe çok gerek yoktu ki. Ansızın gelebilirdi. Yine de karışmadım işlerine.
İzel yanımda sessizce gözyaşlarını dökerken Beliz bana kısa bir bakış atıp onun diğer tarafına geçti. Ona sarılıp sırtını sıvazlarken burnumun direği yaklaşık bir saattir olduğu gibi yine sızladı.
Ameliyathanenin kapısı açılıp Serkan dışarıya çıkarken hızla ayağa kalktım. Benimle beraber Bera abim ve Berkin abim de Serkan'a yönelirken o Esat Bey'in yanında durdu.
Sabırsız bir merakla ona bakarken derin bir nefes alıp verdi..
"Baypass'a almışlar.."
Gözlerimi kırpıştırdım. Herkes yine sorarcasına bakarken aklıma dolanlarla yutkundum.
Serkan sınavlara hazırlanırken hep ezber yapardı. Az çok biliyordum bir şeyleri. Baypass.. Tıkanan damarlara, vücudun başka bir yerinden alınan damarlarla köprü yapılıyordu.
Birkaç adım geriledim. Serkan onlara durumu açıklarken kapıya doğru ilerledim. En az beş saati vardı. Gözlerim dolmaya başlarken bazı şeylerin pişmanlığı içime öküz gibi oturdu.
Keşke dolu dolu sarılabilseydim ona.
Hastanenin dışına çıkınca bana doğru gelen Asrın ve Feda abiyle durdum. Görüşüm bulanıklaşırken Feda abi kaşlarını çattı..
"Noldu? Bir şey mi oldu?"
Başımı iki yana salladım. "Ameliyat devam ediyor."
Feda abi omzumu sıvazladı. Asrın'a bir bakış atıp hastaneye girdi.
Asrın beklemeden beni kollarının arasına alırken boğazımdan bir hıçkırık kaçtı.
"Gitmesin.."
Daha sıkı sarıldı. Bir eli saçlarımı okşamaya başladı. "Asrın nolur gitmesin.."
"Şşh.." dedi saçlarımı öperken. "Gitmeyecek. Düşünme öyle şeyler. Caner amca bırakır mı sizi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAHUR-EHVENİŞER
Humor"Bir kalbe iki aşk da sığıyormuş sevgilim; bir vatan bir sen..." Küçüklüğümden beri bir kalbe iki sevginin sığacağına hiç inanmazdım. Bir sevgi varsa bununla yetinmeliydik. Biri varsa diğeri eksik olmalıydı. Annem varsa babam,babam varsa annem olmay...