34.Bölüm💫

28.1K 2K 521
                                    

Önce oylamayı unuttuğunuz bölümler varsa onu oylayın lütfen 💙

İyi okumalar 💙😘

💫

Eve geldiğimizde yağmur atmaya başlamıştı ve annem evden çıkıyordu. Elindeki poşetleri kenara bırakıp yerinde doğruldu.

"Hoşgeldiniz kızlar. Neredeydiniz? Efdaller sizden önce geldi."

İzel yerinde kıpırdanıp "Şey.." derken araya girdim. "Askeriyeye uğramam gerekti de."

Annem "ha.." deyip başını sallarken poşetleri tekrar aldı eline.

"Ben Caner'in yanına gidiyorum. Birkaç gün hastanede kalacak."

Başımızı sallarken İzel yanağını öptü. "Bir şey olursa haber ver olur mu?"

Annem başını sallayıp bana döndü. Beklentiyle bana bakarken yaklaşıp diğer yanağını da ben öptüm. Derin bir iç çekti.

Babamın arabasına binip giderken İzel zili çaldı. Gülümseyerek kapıyı açan yengem kenara çekildi "Hoşgeldiniz."

İzel ikimiz adına "hoşbulduk" deyip içeriye girerken derin bir nefesle yengeme baktım.

"Yenge.."

Sorarcasına bana bakarken koluna dokundum. "Karargâha uğradık. Albayla konuştum.."

Heyecan ve merakla bana bakarken tebessüm ettim. "Beha iyiymiş."

Gözleri dolarken rahat bir nefes verdi. "Şükür. Sağ salim dönsün inşallah."

Bende "inşallah" diye fısıldadım. Benim yaptığım gibi kolumu sıvazladı. "Teşekkür ederim kızım."

Omuzlarımı kaldırıp indirdim. Bir şey yapmadım ki.

"Neredesiniz kızım siz?"

Efdal'in sesiyle salonun kapısına döndüm. Çatık kaşlarla bana bakarken gözlerimi devirdim. Melek yengem mutfağa girerken Efdal'e ilerledim. Omuz silktim.

"Dolaştık.."

Başını iki yana salladı. Kaşlarıyla salonu işaret etti. "Tam üç buçuk saat boyunca şu ayağınla dolaşmanın hesabı için Berkin abim seni bekliyor."

Derin bir nefes alıp verirken çokta önemli değildi. Yani hiçbirinin sinirli haline şahit olmadığım için bir şey diyemeyecektim.

Mesela Beha dese tutuşturdum. Çünkü onun sinirli hâli çok kötüydü.

Yanından geçip salona girdim. Berkin abim çatık kaşlarıyla bana bakarken karşısındaki koltuğa oturdum. Sadece o vardı. Demir oyuncaklarından başını kaldırıp bana baktı.

Tatlı tatlı gülerken yanıma geldi. Koltuğa yaslanırken babasına kısa bir bakış attı.

"Babam sana kızacakmış hala"

Abime baktım. Kızgınca bana bakarken gülümsedim. Eğilip Demir'in kulağına fısıldadım.

"Sen söylersen kızmaz belki."

Demir pıtı pıtı babasının yanına gitti. Önce koltuğa sonra babasının kucağına çıktı.

Berkin abim duyduğu hâlde merakla onu beklerken içeriye Cihangir girdi. Kendini yanıma bıraktı.

"Baba halama kızma olur mu?"

Cihangir başını salladı. "Sen ne fenasın yenge ya. Çocuğu mu kullanıyorsun?"

Omzuna vurdum. "Sen benden daha fenasındır. Duyar kasma burda.."

Güldü. Ellerini saçlarının arasından geçirirken "eh yapıyoruz bir şeyler" diye mırıldandı.

MAHUR-EHVENİŞERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin