İyi okumalar 💙
💫
Arabadan indiğimizde derin bir nefes aldım. Emniyetten içeriye girerken hepimiz sessizdik.
Beha ve tim adamları sevkiyattan önce almıştı. Ama nasıl olduysa silahlar bizimkilerin kamyonundan çıkmıştı. Berkin ve Efdal'in düşünmeyi reddettiği bir seçenek de olsa bence şirketten biri yapmıştı.
Emniyet müdürünün odasına yöneldim direk. Diğerleri de beni takip ederken kapıyı tıklatıp girdim.
Çok eskiden de olsa tanıdığım bir adamdı Mesut müdür. O adamı şikayet etmek için az gelmemiştik abimle.
Bana tanımak ister gibi bakarken tanımış olmalı ki "Mahur" diye mırıldandı. Uzun zaman olmuştu.
"Müdürüm"
Ayağa kalktı. "Hayırdır. Hangi rüzgar attı seni buraya"
Derin bir nefes verdim. Önündeki koltuğa oturdum. Karışma Beha otururken Efdal ve Berkin ayaktaydı.
"Caner Altun ve Bera Altun. Biyolojik babam ve biyolojik abim. Yarım saat kadar önce gözaltına alınmış..."
Durumu anlattıktan sonra anlayışla başını salladı. "Sizi görüştürebilirim ama durum ciddi Mahur. Yakalanan silahları biliyorsun. Kurtulmaları o kadar kolay değil. Bir avukat zaten şart. Yarın da nöbetçi mahkemeye çıkacaklar."
Oflayıp alnımı ovaladım. Gerizekalı Bera. Dedik sana değil mi?
"Ben görüşebilir miyim?"
Başını salladı. Telefonla bir yeri aradı. Muhtemelen nezarethanedeki memuru arıyordu.
Telefonu kapatınca bana döndü tekrar. "Gidebilirsin. Sonra mutlaka yanıma uğra. Bir şeyler duydum."
Başımı salladım. "söz vermiyorum müdürüm ama.."
Efdal'e döndüm. "Efdal de konuya hakim. Onunla da konuşabilirsiniz."
Efdal bana anlamazca bakarken müdür onaylamıştı. "öyle olsun bakalım."
Müdürün odasından çıkınca Efdal "Neyi konuşacağız?" Diye sordu. "Hain meselesi" diye mırıldandım.
"Ben ineyim yanlarına.."
Beha kolumdan tutup durdurdu. "Ben karargaha geçiyorum. Selman'ın sorgusunu halledeyim. Malları değiştirdiğini itiraf ederse işimiz kolaylaşır."
Heyecanla başımı salladım. "Doğru evet. Tamam sen git. Bende avukatı arayayım."
Beha giderken cebimden telefonu çıkardım. Beliz'i ararken uyumamış olması tek temennimdi.
Birkaç çalışın ardından telefon açıldı.
"Efendim."
"Uyuyor muydun?"
"Hayır da sen iyi misin? Noldu bu saatte?"
"Beliz yardımına ihtiyacım var. Emniyete gelebilir misin?"
Birkaç saniye ses gelmedi. "Mahur iyi misin? Bak doğruyu söyle"
"Ben iyiyim" dedim bakışlarım emniyetin kapısındayken. "Caner Bey ve Bera tutuklandı."
"Geliyorum"
Telefon kapanınca merdivenlere ilerledim.
"Biz buradayız."
Efdal'in sesiyle ona dönmeden başımı salladım. Nezarethaneye indiğimde zaten haberi olan memur kapıyı açtı.
İçeriye girdim. Bera bir sağa bir sola giderken Caner Bey banka oturmuş. Öne doğru eğilmişti. Kapı sesiyle ikiside bana dönerken Caner Bey şaşkınca ayağa kalkıp bize doğru yaklaştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAHUR-EHVENİŞER
Humor"Bir kalbe iki aşk da sığıyormuş sevgilim; bir vatan bir sen..." Küçüklüğümden beri bir kalbe iki sevginin sığacağına hiç inanmazdım. Bir sevgi varsa bununla yetinmeliydik. Biri varsa diğeri eksik olmalıydı. Annem varsa babam,babam varsa annem olmay...