50.Bölüm💫

51.9K 2.3K 1.4K
                                    

Bölüm içinde bir fotoğraf var. Kitabı kütüphanemden açıp kontrol ettim. Bölüm içinde görünüyor. Görünmeyen olursa benden kaynaklı bir problem değil.

23 bin 500 kelime...

İyi okumalar 💙

💫

Gazamız mübarek olsun.

Nilay kolunu bırakmamla saçlarını geriye attı. Hafif güldü. "Söylediklerim doğru,o yüzden bu kadar delirdin değil mi?"

Başımı yana eğerken bende güldüm. "Söylediklerin doğru veya yanlış umrumda değil. Beha'nın beni sevdiğini biliyorum, bu benim için yeterli. Ama bunları sana söylesemde yeterli olmuyor onu anladım."

Ellerimi kütletirken başını sağa sola oynatıp esnetti. Karşımdaki polisti, zorlayacağını kabul etmeliydim ama içten içe reddettim.

Dibime girdi. Yumruk yaptığı elleri iki yanında belinin hizasında dururken bir ayağımı geriye atıp yere sağlam bastım.

"Çok konuşuyorsun" dedi yüzünü buruşturarak. Hafif güldüm. Senin karşında çocuk mu var? "Ama boş konuşuyorsun" diye devam edip yumruğunu karnıma doğru kaldırdı.

Elini tutup çevirirken sırtını göğsüme yasladım. "Evet bebeğim haklısın. Önemli olan konuşmak değil, icraat."

Diğer elini de tutup sırtında sabitlerken silkelendi. Elimden kurtulmak istedi muhtemelen. "Bırak!"

Bileklerine baskı uygularken diz kapağının arkasına vurdum. Onunla birlikte eğilip kulağına yaklaştım.

"Niye dinleyeyim seni? Sen beni dinledin mi? Beha'dan uzak durdun mu?"

Keyifle güldü. "Dün aradım diye mi böyle tutuştun sen? Korktun dimi seni bırakacak diye?"

Ellerini bırakıp önüne geçerken ayağa kalkmıştı hızla. Beklemeden elimi saçlarına dolayıp başını geriye doğru eğdim. Tırnaklarını bileğime geçirirken dişlerimi sıktım.

"Aynen tutuştum böyle. Beha dedim kesin bu aramadan etkilenip beni bırakır."

Ayağıyla diz kapağıma vurdu. Birkaç adım gerilerken saçını bıraktım. Aynı anda bileğimdeki eli de çekildi. Önüme dökülen saçlarımı geriye atarken yüzüme gelen yumruğu eğilerek savuşturdum.

Sertçe karnına vururken iki büklüm olmasıyla doğruldum. Hak etmişti. Hak etmesine hak etmişti ama içim rahat değildi. Şiddete, şiddetle karşı çıkan biri olarak düştüğüm bu durumdan rahatsızdım.

Derin bir nefes alıp verirken işaret parmağımı ona doğru salladım. "Şiddetten hoşlanmam. Senden hoşlanmadığım kadar çok hemde."

Yerinde doğrulurken kaşlarımı kaldırdım. "Sen bir daha Beha'yı aramayı,ona bakmayı bırak; yanına yaklaşmayı bile düşünmeyeceksin."

Ona doğru yaklaşıp tekrar saçını tuttum. Ama benden önce davrandı. Bileğimden tutup elimi çekerken kaşıma çarpan yüzüğüyle dişlerimi sıktım. Akan kanı hissederken ufak bir sızı oluştu.

Karnıma vurmasıyla yere eğilirken bacağından tutup çektim. Ayaklarımın dibine çökerken yerimde doğrulmak yerine yüzüne eğildim.

"Seni çok fena yaparım."

Ters ters bana bakarken devam ettim. "Sana yemin ediyorum seni çok fena yaparım Nilay. Bırak şu emniyeti bütün Ankara'ya rezil ederim. Elimi bile sürmeden tıpış tıpış uzaklaşırsın Beha'dan."

MAHUR-EHVENİŞERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin