17

2.6K 156 25
                                    

Bilge elinde bir şişe şarap ve iki tane kadeh ile kapıdan girip karşıma oturunca bir şeyler konuşacağımızı anlamıştım. Benim oturduğum koltuğun bulunduğu yerin önüne iki tane minder koyarak oturmuş bende itaatkar bir asker gibi hemen yanına oturmuştum. Daha önceden açtığını anladığım şarabı kadehlere koyarak birini bana uzattı ve

" anlat bakalım"

" ne anlatayım."

" evdeki durumları anlat mesela.Neden evde olmak istemiyorsun. Neden sürekli evin dışındasın. Hep bir yerlerdesin. Evde olduğun zamanlar sanki sadece uyumak istediğin zamanlar. Aile gibi değiliz falan gibi şeyler söylemiştin daha önce. Bu konudan kaçmaya çalışıyorsun farkındayım. Ama bende seni tanımak istiyorum." Demek ki evimi sevmediğim bu kadar çabuk anlaşılıyordu.

" Evde pek popüler bir insan değilim diyelim." Kadehi kafama dikip gözlerimi Bilgeden kaçırmıştım.

" Umut"

" Offf... benim doğduğum aile bir bencillikler topluluğundan ibaret tamam mı? Onların isteklerine uyduğum sürece varım ya da yokum. Doğruyu yapmamın, başarılı olmamanın bir önemi yok önemli olan daima onların doğrularını yapmam ve istedikleri kişiye dönüşmem. İtiraz etmeden, ses çıkarmadan. Onlar için benim kim olduğumun ne istediğimin ya da neyi sevdiğimin hiçbir önemi yok. Önemli olan tek şey onlara kattığım itibar. Ben liseye kadar tam anlamıyla olmasa da olmamı istedikleri kişi gibi davranmaya çalıştım. Ama sonra... pufff... Her şey değişti... Çünkü ben değiştim. Kendimi buldum. Kendimi odama kapatarak onlarla bağımı olabildiğince zayıflattım. Sonra üniversite geldi zaten. Şimdiye kadar yaşadığımın esaret olduğunu anlamamı sağlayan o muhteşem beş yıl. E tabi o bitince yine geldik bu hapishaneye girdik. 'Esaretin Bedeli 2.Sezon' devam ediyor şuan. Aynı evde yaşayan yabancılarız sadece. Ben o evden kurtuluncaya kadar da böyle olacak. "

" insanın ailesinden kurtulmak isteyeceğini hiç düşünmemiştim."

" Düşünemezsin çünkü aile herkes için aynı şeyi ifade etmez hiçbir zaman."

" kaç kişi yaşıyorsunuz evde, kaç kardeşsiniz mesela."

" Kardeşim yok. Normal zamanda Annem, ananem, ben."

" Nasıl normal."

" Normal işte. Kimsenin olmadığı nadir zamanlar."

" Umut doğru düzgün anlatacak mısın?"

" Yavv nasıl anlatayım ki. Şimdi bizim ev tekke gibi güzelim. Gelenin gidenin haddi hesabı yok. Dedim ya annem ve ananemle beraber yaşıyorum diye. İşte etrafımız onların akrabaları ile çevrilmiş durumda. Sülalenin en büyüğü ananem olunca ve kendilerinde de yedi çocuk, beş de kardeş olunca evdeki insan sayısını sen hesapla işte. İşte bunların hepsi kendimi bildim bileli her gün bizim eve gelirler de gelirler. Bak giderler demiyorum farkındaysan çünkü gitmiyorlar. Herkes hakkında konuşurlar. Bu herkese bende dâhilim tabi. Her şeyime karıştılar çocukluğumdan beri. Saçıma, başıma, halime, tavrıma hatta ismime bile. Neymiş erkek ismiymiş. Değiştirelimmiş. Topu salak bunların yemin ederim. Annemde ikna oldu buna biliyor musun? Odaya kilitledim kendimi üç gün çıkmadım. Ortaokulda falandım. Sonra ikna oldular Allahtan da bir daha ismime ilişmediler.

Bilge ne kadar geri kafalı olduklarına inanamazsın. Ananem ve tüm kardeşleri hacı. Teyzelerimin hepsi umreye en az bir kez gitmiştir. Annemde tabi. O gitmezse olmaz. Evde dönen muhabbetleri tahmin ediyorsundur az çok. Ben boğuluyorum o evde. Hiçbir yerden tutunabileceğim bir şey yok. Annem yanımda olsaydı belki dayanabilirdim bu duruma. Ama oda onların yanında olmayı seçti her zaman. Onlar beni eleştirirken annem hep daha sert eleştirdi. Dalga geçerlerken güldü. Bir gün hatta üniversiteden eve gelmişim. Zaten toplasan beş sene de beş kere falan geldim eve. Geri döneceğim gün bizim ev yine kalabalık ama bu sefer iki dayımda bizde. Kadın popülasyonuna göre daha ciddili bir ortam var. Beni çağırdılar yanlarına. Bende gittim saf saf dinliyorum. Diyorlar ki bana sen bu okulu bırak. Bu iş erkek işi. Geçiş yapılabiliyormuşsunuz biz sorduk öğrendik. Annemin yüzüne baktım. Dümdüz bir ifade. Mimik kımıldamıyor. 'Salak mısınız amk. Size ne' demek geliyor içimden ama desem dayak yeme ihtimalim çok büyük. Çünkü zaten üniversite tercihlerinde kafama göre tercih yaptım diye bir ton dayak yemişim bu karşımdaki ikiliden. Çaresiz 'tamam' dedim. Ve o akşam valizimi toplayarak gittiğim okuldan mezun oluncaya kadar bir daha dönmedim. Böyle bir bok çukuru işte o ev."

BeklenmedikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin