25

2.7K 132 23
                                    

Yataktan kalktığımdan beri kafamın içinde lıngır lıngır sallanan şeyin beynim olması dışında çok bir problemim yok çok şükür. O son kadeh var ya son kadeh. İçmeyecektim işte o son kadehi. Ben Bilge ile olan hiçbir anımı kaçırmak istemezken akşam şarapları alıp geldikten sonra olanları hatırlamıyorum. Ne konuştuk bilmiyorum, Bilge'nin beni yatağa götürmesini hatırlamıyorum. Beni soymasını hatırlamıyorum. Bakın burası çok önemli. Soymasını hatırlamıyorum diyorum. Olay çok başka yerlere gidebilecekken yatakta sızıp kalmış olmama inanamıyorum. Ve bunların hepsi bilin bakalım kimin yüzünde.

Evet, bildiniz.

Gülşen.

Boşaldıkça doldurdu. O doldurdukça da ben içtim. Bok var amk. Lan yanındaki sevgilinin kokusuyla sarhoş olmak varken, ne diye içersin ki. Kafama sıçayım. Bok kafalı Umut.

Sabah çalan alarma tepki vermediğimi gören Bilge'nin yirmi insanın hayatı için girdiği panikle beni uyandırma, uyandırdıktan sonra da ayıltma çabalarını görseydiniz kendime neden bu kadar kızdığımı anlayabilirdiniz belki. Kız beni kazıyarak kaldırmıştı neredeyse yataktan. Evde içtiğim beş kahveden sonra reflekssel – böyle de bir kelime var mı bilmiyorum bu arada – olarak uyanmış arabanın marşının yerini hatırlayabilmiştim ama beyinsel fonksiyonların pek çalışmıyordu. Bilge ile bile beni uyanık mıyım diye dürtmelerinin dışında iletişime geçmemiştim. Buna inanabiliyor musunuz? Onun için içmeyin. Öyle birşey demiyorum tabiki. Ne yapmak istiyorsanız onu yapın. Ama bana bulaşmayın. Ben içkiyi bıraktım. Bir haftalığına falan bıraktım. Daha uzun bir ayrılığa gerek yok şimdilik.

Beynimin uyanma tepkileri vermeye başlaması yaklaşık sekizinci kahvemi buldu. Şuan vücudumun dörtte üçü kahve olabilir. Dörtte üç buçuğu bile olabilir emin değilim. Emin olduğum tek şey şuan Bilge'den biraz tırstığım gerçeği. Tam uyanmadan ve yanında birileri varken aramak istemediğim için iş yerine geldiğimiz andan beri konuşmadım sevgilimle. Hatta göz göze bile gelmedim. Bana kızgın mı değil mi bilmediğim için biraz tedirginiz. Kim demiş bilmemek mutluluktur diye. Şuan bilmediğim şeylerden dolayı hiç mutlu değil ben. Neden yapıyorsunuz böyle saçma genellemeler. Kafama tüküreyim. Sevgili olduk halimize bak. Sevgilimize arkasından bakıyoruz. Aslına bakarsanız bu pek benim şikâyet edeceğim bir konu değil açıkçası. Çünkü Bilge'nin arka profili de şeyyy... Yani nasıl desem... Muazzam arkadaşlar. Çok yönlü bir insan kendisi. Ahahahah. Bak keyfim biraz yerine geldi şuan. Size de sevgilimin götünü anlatıyorum burada ama neyse ki yabancı değilsiniz.

Keyfimin yerine geldiği dakikalar Bilge'nin eline telefonu aldığı ve benim telefonumun çaldığı dakikalar ile son bulmaya doğru gitse de en azından don dakikalarımı gayet verimli geçirmiştim. Şimdi fırçamı yeme zamanı.

" Kıçıma bakmayı keser misin?" telefonu açar açmaz söylediği şey ile arkası dönük bilgenin karşısında duran camdaki yansıması ile göz göze geldiğime yemin edebilirim. Hemen çevirdim kafamı tabi.

" Kim ya o?"

" Ya da dur. Sen şimdi akşamdan kalma olduğun için nereye baktığını farkında mı değilsin yoksa." Hala bana arkasının dönük olması surat ifadesini göremediğim için kötü olması gerekirken biran hiç de öyle gelmemişti.

" Yok. Nereye baktığımı gayet farkındayım. Hatırlat da evde de arada sana bu açıdan bakayım. " işyerinde sevgiliye kur yapmanın motivasyon arttırıcı etkisinden bahsetmiş miydim size. Böyle bir şansınız varsa çok şanslısınız.

" Ayılmışsın sanki." Ayakta durduğu masanın oradan ayrılıp yerine giderken bana dönerek konuşmaya başlamıştı.

" Kızdın mı sen bana."

BeklenmedikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin