57

1.5K 116 10
                                    

Hazal'ın evinde topladığım acil durum konseyinden istediğim fikirler bir türlü çıkmıyordu. Benim Bilge'den daha fazla ayrı kalmamam için kimse yeterince yaratıcı değildi. Olmak gibi bir çabaları da yoktu.

Ben de yine aklıma ilk gelen fikri söyleyip ortamı biraz hareketlendirmeye karar vermiştim.

" Ben diyorum ki arkadaşlar Işık bana arabayla şöyle yandan falan bir güzel çarpsın."

" Mal mısın kızım benim ehliyetim mi var"

" E tamam daha gerçekçi olur işte"

" Evet ya karakola gidince de daha gerçekçi olur dimi Umut senin kafan nasıl çalışıyor ya."

" Ehliyetin olsa bu fikre tamam mı diyeceksin yani Işık. Allah aşkına siz ikiniz ne konuşuyorsunuz şuan farkinda mısınız acaba."

Hazal'ın haklı isyanı sonrası bende bir iki saniye düşününce konuştuğumuz şeyin saçma olduğuna karar vermiştim. Işık ayarsızının bana araba ile çarpması sonucunda Bilge'yi değil beş gün bir daha asla göremeyebilirdim.

En mantıklısı Hazal'ın yapmasıydı yada Gülşen'in.

" Haklısın Hazal'cım. Işık yanlış bir karardı. Bu fikrin öznesini, sen yada Gülşen olarak degistirmeliyiz belki de" diye bir yandan fikrimi geliştirip konuşmamı da sürdürürken Gülşen her zaman ki bilmişliği ile lafın arasına girmişti bile

" Ya Hazal, şu iki salağın ikisini birden neden çağırdın ki sen buraya. Biri susuyor biri başlıyor. Hem ben daha bu Işık'ın fikrine alışamamışken cismine nasıl alışabilirim söyler misin." Bir cümlede üçümüz birden laf sokmayı başararak noktayı da koymustu valla helal olsun be sana reis.

" Ablacım, Umut burada yaşıyor zaten bir süredir farkındasındır dimi bunu. Işık'da benim sevgilim onu da farkındasındır zaten. Yani sonuç olarak bu ortama alışsan iyi edersin bence."

" Sevgilin mi? Peki bundan şeyin haberi var mı peki Işık'ın" diyip gülmeye başlamam ile Işık'ın beni bulan gözleri ile çoktan susmam gerekirken daha çok gülmeye başlamıştım.

" Susacak mısın sen." Terslermiş de beni kerataya bak sen.

" Çok sevindim kızım ya gel bir sarılayım sana. Hiç söylemiyorsun bak ama kırılıyorum" diye Işık'a sarılmıştım.

" Ya ne ara söyleyeyim kaç gündür Bilge de Bilge diye mızıklanıp duruyorsun. Ağzından başka laf mı çıkıyor. Araya bile giremiyorum ki söyleyeyim"

" Işık sen benim durumumu farkında değilsin valla ya. Kızım ben Bilge'yi beş gündür sadece iki kez gördüm oda on dakika. Bu ne demek biliyor musun sen?"

" ne demek Umut ne demek"

" Dardayım ve zordayım demek. Akli melekelerimi kaybediyorum demek."

" Ya Umut dünyada sevgilisinden bir süre ayrı kalmış ilk insan sen misin ya. Ne dram sever çıktın sen amk"

" Şişştttt susun be artık. Vır vır vır Hacivat ve Karagöz gibi. Başım şişti sesinizden. Bana bak mavi kafa ve bücür çekirge; ya susun yada abla olmamdan aldığım yetki ile ikinizi de atarım şimdi buradan. Sen sevgilinden daha uzaklara gitmek zorunda kalırsın, sende bir daha Hazalın yüzünü bile göremezsin." Gülşen'in verdiği ültimatom Işık'ı sindirmişti ama benim üzerimde aynı etkiyi yaratmamıştı tabiki. Yermiyim ben bunları.

Beni bu evden tankla ve tüfekle bile gelseler zor atarlardı çünkü.Bilge'den daha fazla uzağa gitmeye ne fizyolojim ne de psikolojim dayanmazdı.

" Ya sen ne anlarsın zaten aşktan sevgiden. Gülşen bak benim durumum çok ciddi tamam mı? Benim içim sıkılıyor Gülşen. Böyle bak burama kadar gelip gelip gidiyor. Çığlık atasım var ama Bilge'nin babası ile annesi duyacak diye onu da yapamıyorum. Sevgilim üst katta duruyor ben ona sarılıp uyuyamıyorum. Sen bunu kolay mı sanıyorsun."

BeklenmedikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin