65

2.9K 139 12
                                    

Keyifli okumalar.

Umut

Ne şenlikli bir akşam yemeği oldu be dimi arkadaşlar. Tam keyfim yerindeyken gelen şok etkisi de şöyle bir silkeledi bizi falan. Bugün de ağzımıza sıçtı hayat çok şükür.

Eve geri dönmeye çalışırken şu olacakları görsem bir durup düşünürdüm açıkçası yapmasam mı acaba diye. Ama yine yapacağımdan da geri kalmazdım herhalde ya.

Hani diyorlar ya 'yaptıklarımdan pişman değilim aklım hala yapamadıklarımda' diye işte Yetkin'in kafasını, tam o konuştuğu sırada elimdeki değnek ile karpuz gibi ikiye ayırmadığıma hayatım boyunca pişman olabilirim.

Hadsiz pezevenk ya. Kendi evimden kovamadım ya o an onu, yanarım yanarım ona yanarım.

Gerçi pek de bir şey yapacak durumda değildim açıkçası. Ben sevgili lafını duyunca şalterleri indirmişim. O kadar çok şey geçti ki kafamdan o an. İlki şeydi, keşke Bilge elimden tutup evet deseydi dedim. Sonra korktum başımıza geleceklerden, Bilge'nin ailesinin tepkisinden, Bilge'nin üzülmesinden bir sürü şeyden. Ama hepsine rağmen içimdeki en baskın duygu keşke elimden tutsa düşüncesi oldu.

Neyse ya amannn. Varsın kimse bilmesin. Ben biliyorum işte. Hem biliyorum hem görüyorum hem de hissediyorum. Gerisi lafı güzaf. Gerisi teferruat.

Bilge herkes gittikten sonra evi toplamış anneleri de en sonunda eşyalarını toplamışlardı. Atığım sessiz çığlıkları umarım duymamışlardır bu arada. Bir ara allah razı olsun diye boyunlarına sarılmak geçti çünkü içimden ama hemen kendimi frenledim. Sonra sessiz sakin yatağıma geçtim ve artık bugünün bitmesini dilemeye başladım.

Bir an önce yarın olmasını istiyorum artik. Kayın peder bey ile kayınvalide hanımın kendi yuvalarına gidişini izlemek, Allah affetsin arkalarından su falan da dökmemek istiyorum. Ne işlerin içine düştüm ya ben onlar yüzünden. Darılmaca gücenmece yok.  Bir süre görüşmesek hepimiz için daha hayırlı gibi.

Ben yattığım yerde günün bitmesini ve uyumayı beklerken Bilge'nin kendi isteği ile yanıma gelmesi bana olsa olsa hediye olurdu ve hediyenin büyüğü küçüğü olmazdı. Yani az da dursa çok ta dursa uyku öncesi bir doz Bilge'ye ben asla hayır demezdim.

"Aaa sen hayırdır güzelim. Senin yolun hem de bu saatte buraya düşer miydi?" Ben konuşurken o ise çoktan gelip yatağa oturmuştu. Fazlasıyla yorgun gözüküyordu.

"Umut... Kafam kazan gibi sevgilim. Çok yorgunum. Beni koynunda uyutur musun."

"Sen... Siz. Ne diyorsunuz hanımefendi. Sizin ağzınız ne diyor. Tabi ki de uyuturum hem de büyük bir zevkle. Ama şey önce bir alacağım vardı sizden müsaade ederseniz bana." Derken Bilge'nin dudaklarından uzun ve tatlı bir öpücük aldıktan sonra

"Gel hadi" demiştim.

Sonra örtüyü kaldırıp göğsüme çektim ve kollarımı sıkıca doladım hemen. İşte gün içindeki tüm saçmalıklar şu an anlamını yitirmişti. Sevdiğim kadının kalbimin üstünde atan kalbinden vücuduma yayılan his dünyayı daha güzel bir yer olması konusunda ikna etmeye yetebilirdi. Yani dünyayı etmese bile beni edeceği kesindi. Bilge göğsümde nefes alırken dünya kesinlikle daha güzel bir yerdi.

"Rüya gibi bir bir haftaydı dimi sevgilim" diyordu Bilge uykulu sesi ile

"Kesinlikle bebeğim. Son kısmı ufaktan bir kabusa döndü ama şimdi toparladık."

"Gülşen'in gazabını nasıl buldun"

"Biraz ürktüm bir noktadan sonra açıkçası. Kendisi senin resmen fedain gibi Bilge."

BeklenmedikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin