88

987 63 3
                                    

Umut

Hastaneden çıkalı bir ay kadar olmuştu. Bir elim yağda bir elim baldaydı arkadaşlar. Annem ve Bilge bir dediğimi ikiyi bırakın bir nokta sıfır yirmi beş bile yaptırmıyordu . Bende çok hızlı şımarabilen bir birey olduğum için bu durumun keyfini fazlası ile çıkarıyordum. 

Ama Bilge son zamanlarda biraz su koyuveriyordu açıkçası. Yani her su getirdiğinde memelerini ellememinde neresi abartı ki ben anlamıyorum gerçekten. Zaten bir aydır bu yatakta bizzat kendim olarak yalnız başıma yatıyorum. Ve Bilge bir adım ötemde olduğu halde onunla asla istediğim şeyleri yapamıyorum.

 Hayır yani bu içimde yükselmeye çalışan hormonları ben daha ne kadar zapt edebilirim. Ancak bu kadar işte. O da olduğu kadar.

Olduğum ameliyat sonrası dikişlerim daha yeni alınmıştı ve hala hareket etmekte biraz zorlanıyordum. Ama çok şükür ki ellerim sağlamdı arkadaşlar. İstediğim zaman Bilge'yi en azından elleyebiliyordum. İlk başlarda ses etmese de artık işin suyunu çıkarmamdan olsa gerek biraz isyan etmeye başlamıştı.

" Bilge sevgilim su getirir misin bana" diyerek yattığım yerden Bilge'ye sesimi duyurmaya çalışarak seslendim.

Ama Bilge'den önce sesimi duyan annem kapıdan bakmıştı. Evet annem bizim ile kalıyordu bir aydır ve bu kadın kesinlikle benim tanıdığımdan farklı biriydi. Bilge'ye de bana da gösterdiği ilgi ve şefkat sayesinde ömrümde ilk kez annem varmış gibi hissediyordum. Bilge ile ilişkimiz ile ilgili bir daha konuşmamak üzere aramızda sözsüz bir anlaşma varmışcasına ikimizi de ayrı ayrı bağrına basmıştı annem. Gece aynı odada kalmak dışında biz de onun yanında hareketlerimize dikkat ediyorduk ama konuşmalarımıza pek de dikkat ediyor sayılmazdık. Ama bununla ilgili bir sözü bırakın bir bakış bir yüz ifadesine bile şahit olmamıştım. Annemdeki bu haller beni şaşkınlıklara sürüklese de sanırım buna alışabilirdim. Hem de seve seve.

" Umut baş ucunda şişen var ya kızım içsene oradan. Bu kızdan kırk kere su istiyorsun ya günde." Anne sen bi benim işime taş koymasana ya offff. Kadın Bilge'yi benden daha fazla bile seviyor olabilirdi şuan. Çünkü benim için yaptıklarını gördükçe ona bakarken daha bir sevecen bakıyordu. En azından bunu anlayacak kadar tanıyordum onu.  

" soğuk seviyorum ben anne bu su sıcak oluyor durdukça."

" ben veririm Meryem teyze sıkıntı değil laf anlatmaya çalışma boşuna o huysuza" diyerek elinde bardak ile Bilge girmişti içeri. Annemde gülümseyerek odadan çıkmıştı.

" Ellerin dert görmesin benim güzel sevgilim. Otursana biraz."

" Umut bak ben senin derdini biliyorum ve çıldırmama az kaldı, ama sen annene dua et."

" yani sen benim günahımı alıyorsun ama." diyerek suyumu içerken birden "Offff şurası nasıl ağrıyor bazen Bilge ya." diyerek yüzümü buruşturdum. Zaman zaman vücudumun çeşitli yerlerinde ağrılar oluyordu tabiki ama şuan yaptığım baya baya sahtekarlıktı. Ve zaten bende bir dolandırıcıydım hatırlarsınız ki. Neler neler yaptım ya ben. Bunu mu yapmayacağım.

" Hani neresi. Bakayım"

" Bak şurası" Yanıma oturduğu anda elimi karnına doğru götürerek onun vücudunda göstermek istemiştim ki elim birden kaydı. Şeye kaydı aşağıya. Bacaklarına. Yani daha doğrusu bacaklarının arasına. Birden irkilerek elimi tutup, 

'napıyorsun ya sen' dediyse da benim vücudundan aldığım sinyaller tam tersini söylüyordu. Bilge' de beni özlemişti, elimi hareket ettirdiğimde aldığım tepkiler bana daha ilerisi için cesareti her zaman vermiştir ve vermeye de devam edecektir diğer taraftan.

BeklenmedikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin