Sabah uyandığımızda Bilge ile ikimizinde çıplak olması akşam giyinmeye ne vaktimizin ne de dermanimizin kalmamasından kaynaklıydı sanırım. Dün akşam annemden sonra bu oda da kendimi unutmaya çalışmış ve başarılı da olmuştum aslına bakarsanız.
Bu odanın dışındaki dünya çok cazip gelmiyordu çoğu zaman bana. Bu dünyanın en çok kaçtığım parçasının bu odanın bir adım dışında olması da nereye kaçarsam kaçayım kaçtıklarımın da bir adım gerimde olduğu gerçeğini değiştirmiyordu.
Sanırım artık kaçmaktan vazgeçip yüzleşme zamanıydı. Akşam tüm öfkeme rağmen tek istediğim şey annemin Bilge ile ilgili bir şey sormamasıydı. Aslında gözleriyle sormuş ve benden de cevabını almıştı da illa ki bunun sorgusu gelecekti.
Şimdi ne hakkı var sorgulamaya diyenleriniz kadar konuş ne olacak ki diyenleriniz de vardır eminim. Konuşurum tabiki konuşmasına. Konuşacam da zaten de. Benim tek derdim neydi biliyor musunuz sevgili dostlar. Bu içinde bulunmayı benim bile istemediğim ailem dediğimiz topluluğun Bilge'yi de aşağılamaya çalışmasıydı. Ben alışmış ve umursamıyordum artık ama Bilge hiç böyle bir tecrübe yaşamamıştı. Yaşarsa da eminim çok üzülecekti.
Bilge'ye ilişmiş ve ulaşmış olmaları çok canımı sıkıyordu bir taraftan. Ben onu tüm herkesten saklamaya çalışmış ama başarılı olamayıp kendi evimize sorunumun baş kahramanını getirmiştim.
Umarım ona da bana yaptığı gibi yada alışa geldiği gibi davranmaya çalışmazdı çünkü eğer bunu yaparsa bu içimde Bilge'nin zoru ile ortaya çıkmış merhamet duygusunu bu sefer bir daha ortaya çıkarmamak üzere toprağa gömüp mezar taşını da kendi ellerimle dikerdim.
" bu kaşlarını dünden beri çok çatılı kalmadı mı sence de sevgilim" yüzüme değen elleri ile kapanan gözlerim ve gülümseyen yüzüm ait olduğu yere Bilge'nin boynuna doğru yönelmişti otomatik olarak.
" günaydın..." diyerek hayata devam edebilmek için derin bir nefes aldım bulunduğum yerde. Bir de teşvik pirimi olarak öpücük.
" İyi misin" dedi ben boynundaki hakimiyetimi sürdürürken.
" hıhı" dedim bir kez daha öperken." sen"
" yorgun" bulunduğum yerde kıkırdarken Bilge de bana katılmıştı." Akşam ki Umut biraz yaramazdı. Ben bu uslu ve sevgi dolu Umut'u daha çok seviyorum."
" Aklımda tutarım" Bilge kendini benden biraz uzaklaştırarak elimi yanağıma koyduktan sonra dudaklarıma ufak bir öpücük bıraktı ve konuşmaya başladı.
" Senin çok sevgi dolu bir kalbin var sevgilim. Sen benim hayatımda tanıdığım en düşünceli ve naif insansın. Lütfen başkalarının seni olduğundan başka birine çevirmesine izin verme. Senin kendini unutmaya ihtiyacın yok ki. Sen olduğun gibi çok güzel bir insansın.Eskinin seni ele geçirmesine izin verme. Canını yakanlara sen sevginle karşılık ver. Hareketlerin ile başkalarının canını yakarak değil, olmadığın biri gibi davranarak değil. Geçmişte bunları çokça yapmışsın anladığım kadarı ile ama yapma bunu sevgilim. Kendine yapma öncelikle."
" Seni çok seviyorum"
" Hadi kalk bakalım akşam yeterince gürültü yaptık. İnşallah annenin kulakları ağır falan işitiyordur da bizi duymamıştır." diyerek beni yataktan abartmıyorum kazıyarak kaldırmıştı neredeyse.
Şimdi kalkıp annemin yüzünü göresim de hiç yoktu arkadaşlar ne yapabilirim. Zaten kendisi ile ne yapacağımı da tam bilemediğimden odadan çıkasım da pek yoktu. Ama korkunun da ecele faydası yoktu. Yüzümü yıkayıp üzerime bir şeyler giydikten sonra tam kapıdan çıkacakken
