32

2.6K 149 21
                                    

Sabahtan beri hazır olan bölümü atmama engel olan tembelliğimi sonunda yenip bölümü gönderiyorum.

Keyifli okumalar.

Bilge

İçeride Gülşen ile konuşurken sesinde hissettiğim şey gerçekten var mıydı yoksa sadece benim suçluluk duygumdan ibaret miydi anlayamıyordum. Dışarı çıkma fikri çok güzeldi ama tabiki Umut olmadan yaptığım bir şeyden güzel diye bahsetmem ona haksızlık olurdu. Onunla yaptığım güzel şeyler çok güzel olarak katlanıp katlanıp büyüyor ve beni çok daha mutlu ediyordu.

Umut sanıyordu ki kendisinden Gülşen dışından hiçbir arkadaşımın haberi yok. Ama durum pek onun sandığı gibi değildi. Gülşen tabi ki de tüm bu durumları içinde tutamamış ve birer birer herkese anlatmıştı.

Benim için çok da problem değildi açıkçası. Çünkü arkadaşlarımın hepsi en az on yıllık arkadaşlarımdı ve hiç birinin bu konuda beni yargılayacağını düşünmediğim kişilerdi. Aksine aramızda bir erkek sokmadığım için sevinirlerdi bile. Çünkü Gülşen'in ve kardeşi Hazal'ın saçma sapan tipli sevgili adaylarından ve onların gevşek muhabbetlerinden hepimize ufak bir gına gelmişti.

Ama Umut bunları bilmiyordu. Bizim whatsapp grubunda her gün dönen Umut muhabbetinden haberinin olması imkansız gibi bir şeydi. Gülşen herkese gösterdiği boşboğazlığı bu konuda ona -sevindirmemek adına- asla yapmıyordu. Oda hala onu arkadaşlarıma tanıştırmaktan çekiniyorum diye düşünüyordu.

Gülşen'nin pisliğine sorduğu akşam sende gelsene lafına bile daha önce bu konuya takılıp kalmış biri olarak onun istediği cevabı vermemişti. Aksine beni üzmemek için üzerinde bile durmamıştı. Şimdi bu şartlar altında ben nasıl bu kızı mutfakta sıkıştırmadan durabilirdim bilmiyorum.

Duramadım da zaten. Konunun saçma gerilimini üzerinden atmak için kaçtığı mutfakta onu sıkıştırmak sureti ile öpüyordum ki şuan kapı ile Umut arasında kalan ben olmuştum. Mekanın Gülşen' nin evi olması sebebi ile çok uygun olduğu söylenemezdi. Yoksa ben Umut ile mutfakta 'bir şeyler' yapmaya her zaman tamamdım.

" Nerede olduğumuzu farkına mı varsak sevgilim." Demek için ayrıldığım dudaklar daha da sert bir şekilde beni tekrar yakalamıştı.

Yer uygun olmasa da, Umut'un kapıyı kilitlemesi ile ne zaman yaptığını bilmediğim burayı uygun hale getirme planı devreye girmiş gibi gözüküyordu. Aniden beni mutfak tezgahına yaslaması sonucunda da dokunuşları ile vücuduma ve bacak arama farklı sinyaller göndermeye başlamıştı.

Şu an çok saçmaydı. Çok saçma bir yerde, çok saçma bir durumdaydık. Ama hiç biri kendimi bu 'an' a bırakmama engel değildi. Yine de birkaç çabam olmadı değil. Çok istekli olmadan yapılan basit hareketler tabi ki Umut'un hızını kesmesinde etkili olmamıştı.

Dudakları boynuma gelmişken elleri de tenime değerek bana tekrar derin ve sesli bir nefes aldırmıştı. Tüm bedeni üzerime yaslanmış olan Umut'un bir eli ile göğsümü kavradığı sırada çıkardığım sesi bastırabilmek için dudakları ile dudaklarımı bulmasıyla, o gülümserken ben ise ağzının içine inlemiştim.

" Umut. Bence bunu burada bitirmeliyiz. Bu pek iyi bir fikir değil gibi.Gülşen gelirs.... Ahhh...." ben onunla konuşmaya çalışırken elini birden taytımdan içeri sokarak parmakları ile çamaşırın içinden beni okşamaya başlamıştı. Zevk hiçbir zaman benim için bu kadar elle tutulur bir şey olup beni ele geçirmemişti. Beynimin çalışan yerlerinde, bazı hatlar kopmuş ve gelişi güzel sallanıyordu sanki.⁶

" Sen bu kadar sıcakken benden durmamı isteme. Hiç inandırıcı olmuyor." Derken iki parmağını içime ittirmişti.

" Ahhh....Her ne yapıyorsan çabuk yap o zaman. Gülşen birazd... Ahhh. Çıldıracak gibiyim şuan."

BeklenmedikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin