Keyifli okumalar.
Sonra ne mi yaptım?
Önce bir durdum. Durmam gerektiğini hissettim. Şaşıracaksınız belki ama dedim ki ' kız haklı' . Yine düşünmeden bir ton laf ettin. Aslına bakarsanız düşünmedim değil. Düşündüm.
Ama ben olaylara galiba çok yönlü bakamıyorum. Onu farkına vardım. Çünkü o kadar şey düşünürken Bilge'nin kendini nasıl hissettiğini düşünmedim gerçekten.
Oysaki bu konunun öznesi Bilge. Öznesi başka biri de olsa bu kadar sinirlenirdim belki ama bu kadar büyük tepki vermezdin sanırım. E o zaman neden ben bu kızın kendini nasıl hissettiğini düşünmedim de kendi kötü duygu durumuma odaklanmıştım ki. Empatisizlik bu olsa gerekti.
Yani işte sonuç olarak haklıydı kız arkadaşlar. Tamam, belki bende haksız değildim ama öncelikle o haklıydı.
Ortalığı yine ben batırmıştım anlayacağınız.
Tabi ki seve seve temizleyecek olan da bendim.
Oturduğum koltuktan üzerimdeki ağırlık duygusuyla kalkmam biraz zor oldu tabi ama yatak odasının kapısından Bilge'yi yatağın bir ucuna kıvrılmış görünce gerisi kendiliğinden geldi.
Yatağa giderek üzerine çektiği yorganın üzerinden kollarımı ona dolayarak sarıldım. Uyumuyordu. Ben sarıldıktan bir süre sonra eliyle kollumu tutarak sıktı. İkimizin de gözleri kapalı bir süre öylece durduktan sonra hiç kıpırdamadan konuşmaya başladım. Rüyamda konuşur gibi sanki o beni duymuyormuş gibi.
" Kollarımın arasında olmanı seviyorum."
" Kollarının arasında olmayı seviyorum."
" Geleceğini biliyordum."
" fazlasiyla aydınlatıcı konuşmaların var."
" senin de beni seven kocaman bir kalbin var."
" her zaman haklı çıkman çok sinir bozucu"
" Her zaman haklı çıkmak istemiyorum"
" Biliyorum "
" Ben sadece seni istiyorum"
" İstediğimiz şeylerin aynı olması bize zaman kazandırabilir."
" Bana bağırmandan hoşlanmıyorum."
" Kendimi sana bağırırken bulmaktan hoşlanmıyorum. Kendime çok sinirleniyorum. Ama bunu kontrol edemiyorum."
" Farkındayım."
" Bazı şeyleri bu kadar çabuk farkına varman hoşuma gidiyor"
" Sende benim hoşuma gidiyorsun"
" hım... Çok güzel kokuyorsun"
" nefesin beni sakinleştiriyor."
" İyi misin"?
" Bilmem."
" Özür dilerim. Sanırım bu soru için biraz geç kaldım."
" Sen sarılınca daha iyiyim."
" o odada. Müdürün odasında. Senin hiçbir şeyinmişim gibi geldi. Hayatında hiç olmamışım gibi. Hiç kimseymişim gibi." Gözlerim hala kapalıydı. Hala sayıklıyor gibiydim. Kollarımın arasındaki beden bana doğru dönmüş ve sıcak nefesi yüzüme vurmaya başlamıştı.
" Gözlerime baksaydın anlardın öyle olmadığını." Dedi kapalı göz kapaklarıma dokunurken.
" Baktım. Gördüğüm şeyle daha da öfkelendim sadece. Kıpkırmızıydılar."
" Gerçekten bakmaktan bahsediyorum. O kadar öfkeliydin ki beni görmedin. Baksaydın anlardın."
" Ben senin kadar emin değilim anlayacağımdan."
"neden ki."
" Son zamanlarda seni anlama konusunda çok başarılı değilim."
" Sen beni bu hayatta anlayan tek insansın."
" Anlıyorum da. Yanlış anlıyorum sanki"
" Sen sadece biraz fevrisin. O kadar. Halledemeyeceğimiz bir şey değil"" Hallederiz dimi"
" Hı hım."
" Bencilliğimden nefret ediyorum."
" Hangimiz kendi bencilliğimizden etmiyoruz ki."
" sen asla bencil değilsin."
" seni sadece kendime saklamak istemem bencillik değil mi?"
" sende saklanmaya razıysam değil"
" seni seviyorum."
" seni çok seviyorum."
Üzerimdeki ağırlığın yerini huzurun aldığı bu konuşmayı zihnime kazınması için kendime bir süre müsaade ettim. Koynuma sinen Bilge'ye daha fazla sarılarak hissettiğim şeyin içimde hep var olmasını, onu hep var edebilmeyi diledim. Hayatınızda siz konuşmasanız bile sizi anlayıp bir şekilde konuşturan insanlarla dolu olsun çevreniz. Diğerleri hayatı zorlaştırmaktan başka bir şeye yaramazken, onlarla yaşamanın nasıl bir keyif olduğuna inanamayacaksınız.
Kısa dimi. Evet. Bence de. Kısa bölümlerden haz etmeyen biri olarak bunu yaptığıma inanamıyorum ama böyle yazasım geldi arkadaşlar yapacak bir şey yok. buna bölüm demeyelim de Bölümcük diyelim. Daha iyi.
Ama kısa bölümler de vardır. Olabilir de. Herkesin hayatına da kimse karışamaz.