Keyifli Okumalar...
" Ben... Benn.. Şey....." ne diyeceğimi bilemediğim bir noktadan tekrardan merhaba herkese. Ne denir ki amk. 'Aaa ne güzel sen de mi gaysin' diyemeyeceğime göre 'ık mık'tan devam edicem mecbur.
" Tamam, tamam gerilme durduk yere şimdi."
" Durduk yere de değil de aslında. Ben şaşırdım biraz. Evet evet şaşırdım. Niye bu kadar şaşırdım bilmiyorum ama şaşırdım. Bu daha önce başıma gelen birşey olmadığı için olabilir. kendim söyleyip kendim cevapladım bak o kadar şaşırdım yani." yine saçma sapan laf uzatmalar ile geçen bir kırk üç saniye geçirmiştim işte. Sus be mübarek. Sus artık.
" Hahahaha Çok tatlısın."
Hoydaaa.
Hanım efendi. Bu nasıl bir gülüş. Ne gerek vardı şimdi sevgilimi benden tarafa baktırmaya.
Allahım o nasıl bir bakış. Sanki ilk defa gülen bir kadın görüyormuş da anlamaya çalışıyormuş gibi de bakılmaz be karagözlü reis.
" Şaşırdım biraz afedersin."
" Kimseye söylemem korkma. Zaten bu sebepten korkutabileceğim birine de benzemiyorsun. Postanı koyar gidersin gibi bir halin var. Sadece seni burada görünce tanıdığımı farkettim ve neden gözükmediğini merak ettim." o bir cümle içinde bana ettiği iltifatları sıralarken. Benim yegane korkum şuan ters ters buraya bakıyordu. O gay bara giden ayaklarımı götüme soksalardı da gitmeyeydim.
" Haklısın korkabileceğim şeyler çok başka benim. Neyse. İstersen ben seni içerideki arkadaşlar ile tanıştırayım. Herkes ile yavaş yavaş çalışmaya başla. Boşta kalınca da benim yanıma gelirsin. Burada her zaman iş var." bu nasıl bir vaat Umut. Allah aşkına bu nasıl bir vaat. Çenenin yayını siksinler gerçekten. Stres yönetimi bu kadar mı sıfır olur bir insanda pes.
Sedef'i alıp üretimde biraz gezdikten sonra. Bilge'lerin ofise getirmiştim. Bile ile konuşacak zamanımız olmadığı için ona bile bu yanımdaki kadının kim olduğu ile bilgi vermemiştim. O da şimdi herkesle birlikte öğrenecekti. Ki baya ilgiyle bana bakıyordu şuan. Sevgiyle de bakıyordu şimdi hakkını yemeyeyim sevgilimin.
Bilge'nin masasının yanına gelip onunla ihtiyacım olan yakınlığı sağladıktan sonra konuşmaya başladım.
" Arkadaşlar bu Sedef Hanım. Bir süre bizimle çalışacak. Onu stajyer çalışan olarak düşünebiliriz sanırım. Müdür bey'in isteği burada yapılan tüm işler ile ilgili bilgi sahibi olması.Yardımlarınızı esirgemeyeceğiniz den eminim. Bir sıkıntı olursa benim ile görüşebilirsiniz."
Lafımı bitirince herkesin yüzüne tek tek bakmıştım bir kişi hariç herkes halinden gayet memnun bir şekilde Sedef'i inceliyorlardı. Çünkü Sedef incelenmeyecek gibi değildi. Diğerleri ile de hemen kaynaşmış ve sorular sormaya başlamıştı.
Hariç olan bir kişi ise bana pis pis bakmak ile meşguldü. Hayır bana niye kötü bakıyordu onu hiç anlayamamıştım gerçekten.
" Gözlerinle boğdun beni Bilge. Nefes alamıyorum." Bilge'nin yanına eğilip bilgisayarda birşey gösteriyormuş gibi konuşmaya başlamıştım.
" Ben mi?" o ise tamamen bana dönerek cevap vermişti. Aaa şaşırmış mıydı o.
" Evet sen. Gözlerin için ölürüm ama beni boğacaksan eğer gözlerin yerine dudaklarını tercih ederim haberin olsun." diyip gevşek gevşek sırıtırken. Bilge kafasını çevirerek hemen cevabı yapıştırmıştı.
" defol git şuradan."
Bilge ne kadar içten söylediyse gerçekten def olmuş ve müdür beyin isteklerinin içinde boğulmuştum. Bir de Sedef vardı ki gelip gidip bana sırıtarak bakmasına daha ne kadar katlanabilirdim bilmiyorum. Tam paydos zili çaldığı ve benim hızlıca eşyalarımı topladığım anda uğursuz uğursuz çalan telefonla yerime çakılı kalmıştım. bu olamazdı. Sevgilimle aşk yuvamıza gidip hunharca hafta sonuna giriş planları yapacakken bu uğursuz uğursuz çalan telefonun kimden geldiği çok belliydi.