Bilge salona geldiğinde beni salonun ortasında bir sağa bir sola giderken bulmuş bir süre kendi kendime ettiğim küfürleri dinlemişti. En sonunda da ne yapacağını bilmeyen bakışlarla bana bakmaya başlamıştı.
" o yavşağın ne yaptığını farkındasın dimi" dedim en sonunda Bilge'ye dönerek.
" Farkındayım Umut tabii ki"
" Peki biz neden hala onu bu evden kovmuyoruz da besliyoruz söyler misin? Bir tane bak, bana tek bir tane mantıklı sebep söyle konuşursam allah belamı versin."
" Gülşen. O bunu farkında değil. Şimdi adama çıkışırsak çok üzülür. İnatlaşır.Bizim kuruntumuz zanneder. Kendi görmeli bunu." Bilge bana göre daha sakin bir şekilde bana aklındakileri anlatmaya çalışıyordu.
" Ya ben Gülşen kendi kendine hatasını anlayacak diye sevgilime sulanan adamları izlemek zorunda mıyım Bilge. Bu ne saçma bir sebep."
" Umut çok fazla belki bu istediğim senden kabul ediyorum ama lütfen benim için biraz daha katlanabilir misin buna. Gülşen'de anlayacak bunu birazdan zaten. O herifi kendi kovacak eminim bundan "
" Katlanamam Bilge. Ya ne istiyorsun benden farkında mısın." diye Bilge'ye çıkışırken salonun kapısından bahçede kim var kim yoksa içeri girmişti.
" Bilge hadi hazırlanın bir yerlere eğlenmeye gidelim diye düşündük burada oturup kalacağımıza." diyen Gülşen'in şu yersiz mutluluğunu bozacak binlerce kelime bilip de susmak hiç bana göre değildi arkadaşlar.
" Yok ya Gülşen biz gelmeyelim şimdi Umut rahatsız hem. Ben onunla kalayım. Siz takılın"
" Bilge lütfen. Gelin işte. Bak Umut'un da hiç bir şeyi yok. Gözleri bile çakmak çakmak bakıyor. Geçer birazdan." allahın at ağızlısı da kaldığı yerden devam ediyor görüyorsunuz. Lan gerizekalı sinirden o sinirden " o gelmiyorsa da sen gel" dedi birde tüm bunların üstüne.
Allahım bu Gülşen denilen kızın o zehir gibi çalışan aklı tam olarak neresindeyse acilen yerine gitmesi için elinden ne geliyorsa yap. Yap ki ben bunu burada öldürmeyeyim. Lütfen.
" Tamam siz gidin geliriz biz arkadan." dedim ters bir sesle. Ama ikisi de bu habere çok memnun olarak çıktılar kapıdan. Allah'ın fikirsizleri.
" Hazal. Ablanı öldürmeme beş var şuan."
" Umut' cum sakin ol hadi biraz sevgilim. Bu gece bir bitsin ben konuşucam Gülşen ile zaten. O şuan mantıklı düşünemiyor. Yani aslında aklıyla düşünemiyor. Bu gece bir bitsin."
" Bitmiyor Bilge. Bak Bitmiyor. Şimdi de bara gidiyoruz o yavşak ile. Ya ben neden tanımadığım birinden senin benim sevgilin olduğunu saklıyorum ki hem. Benim hayatımda bir yer kaplamayan birinden neden saklanıyorum ben Bilge. Ya da sen neden saklanıyorsun"
" Saçmalama istersen Umut. Sinirinden bana mı sardın şimdi de."
" Evet sardım. Utanıyor musun sen bizden" Işık ve Hazal'ın araya girmeye çalışma çabaları beni pek de durdurmamıştı. Konuyu genişlettikçe genişletmiştim. Ki bence haklıydım da.
" Neee."
" Ne anladıysan o işte Bilge. Utanıyor musun sen bu ilişkiden. Hoşuna mı gidiyor adamın sana da Gülşen'e de kur yapması. Eski günlerinizi mi hatırladın yoksa"
" Büyük saçmalıyorsun sen şuan. Ağzından çıkanlara dikkat et."
" Etmiyorum amk. Etmiyorum. Herkes ağzından çıkanlara dikkat ediyor mu ki ben edeyim. Bende etmiyorum. Yeter ya. " diyerek koltukların birine kendimi bıraktım. Bilge ise sinirden kıpkırmızı olmuş bir halde bana bakıyordu sinirle. Bir kaşık su bulsa boğacakmış gibi bakmasından korkmalı mıydım bilmiyorum ama bende ona benzer şekilde baktığım için sorun yoktu belki de.