46

2.5K 147 31
                                    

......

Gülşen'in evinde çeşitli tacizler ile odadan çıkarılmıştık ve Bilge ile öpüşmemin yarıda kesilmesi sebebi ile de biraz gergindim açıkçası.

Yok ya ne birazı siz yabancı misiniz burnumdan soluyorum amk. Şu an ne önümdeki bu güzel yemekler ne de sevgilimin elimin üzerini okşayan parmakları bu siniri geçirmiyordu. Dudaklarım havada kaldı arkadaşlar anlayabiliyor musunuz beni.

" Eee ne oldu şimdi. Ne çabuk barıştınız siz ya. Sizin kavganızdan da bir bok olmaz yalnız onu da anlamış olduk böylece."

İşte tekrar başlamıştık. Bunu nasıl susturabiliriz bir el atın allah için.

"Gülşen sen ne olsun istiyorsun allah aşkına." demişti Bilge elimi bırakarak. Dur yiğidim sinirli olan benim sana ne oluyor.

" Kaos olsun istiyorum tatlım." Şuna bakar mısınız ya. Nerenin manyağı bu acaba.

" Ya bırak allah aşkına. Sen Umut'u kızdırmaya çalışıyorsun sadece. Daha dün yaptığın konuşmalar hala kulağımda."

" Karıştırma onu şimdi Bilge. Açtırma şunun ağzını şimdi. "

" Ağzımı açmamak için ağzımı meşgul etmeye çalışıyorum. Bana bulaşma ablacım hadi git ötede oyna. Bak sevgilimle barışmışım. Birazdan evimize gideceğiz ağzımızın tadı kaçmasın." kendim bile bu sinirime rağmen bu kadar sakinlik ile konuşmama şaşırırken, yaptığım konuşma tabiki de karşımdaki trolü kesmemişti.

" Aaa şuna bak ne yaptım be ben sana." birde soruyordu ya bana.Böyle birşey olabilir mi.

" Ne mi yaptın. Yemek de yemek. Yemek de yemek. Öptürtmedin be sevgilimi rahat rahat."

" Ayyy arsızsın sen gerçekten. Gidin evinizde ne bok yiyorsanız yiyin."

" Evet ya Bilge hadi gidelim artık doydum ben. Hadi evimize gidelim." diye söylendiysem de Bilge çok oralı olmamıştı. Gülşen ile beni salmıştı resmen. O Hazal ile olan muhabbetine devam ediyordu. Elimi de bırakmıştı zaten.

" Ya biz gerçekten komşu olduk Bilge. Bu sence de müthiş değil mi. Sizin teras o kadar tatlı ki her gün kahvaltıya gelebilirim biliyor musun." ama sanırım artık buna müdahale etmeliydim. bu ev tutma konusunda acele mi etmiştim acaba ben. Ben bu kız ablasından farklıdır demiştim ama ne dediğine bakar mısınız.

" Hazal'cım seni ablandan fazla seviyorum ama lütfen suyunu çıkarmayalım istersen."

" Aşk olsun Umut. Arkadaşız sanıyordum." Hazal dudağını bükerek üzgün gözler ile bana bakarken. Bilge ise,

" Umut çok ayıp gerçekten" diyerek gözlerini açarak bana bakıyordu.

" Ya Hazal ne alakası var bunun arkadaşlıkla. Sen her gün 'sevgilinle' kahvaltıda beni görmek ister misin söylesene . Ama 'sevgilin' kesin istemez ondan eminim bak. İstersen soralım 'sevgilin' e." sevgilin lafını bastıra bastıra söyleyerek Hazal'ın yüzünün şeklinin değiştiğini izlemek çok zevkliydi arkadaşlar. Beş yüz kere sevgilin diyebilirdim şuan. Hahahaha.

" Selim'i sende istemezsin zaten Umut." diyerek dümdüz bir ifade ve ateş çıkan gözler ile yine çenemin yayına iltifatlarda bulunuyordu sanırım. Ben ise gülmemeye çalışarak,

" Aynen Selim'i bende istemem. Aynen Hazal. Ay-nen." demiştim. Çok eğleniyordum valla. Sinirim de geçmişti. Resmen ruh hastası gibi olmuştum.Bir sinirli, bir neşeli. Allahim yardım et.

" Neyse. " demişti Bilge ortada değişik bir durum olduğunu farkındaydı ve Hazal'ın üzerine daha fazla gitmemi istemiyordu anlaşılan. Parmaklarini parmaklarıma geçirerek elimi kucağına çekti ve devam etti." Biz artık aynı evde yaşamaya başlıyoruz biliyorsunuz." dedi.

BeklenmedikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin