" Hadi Gülşen'e gidelim." yemekten sonra beraber televizyon izlerken aklıma gelen şey ile bir den yerimden kalkarak Bilgeyi sanırım biraz korkutmuştum.
" Ne yapıyorsun acaba. Ödümü kopardın Umut ya. Offf" diyerek kalbini tutuyordu.
" Afedersin bebeğim ya. Aklıma şu tatil mevzusunda tek problemin Gülşen olduğu geldi de birden. Ondan öyle şey ettim. Hadi kalk."
" Sen bu tatil ile kafayı yedin valla bak. Ya sen daha bana müdür ile ne konuştun onu anlatmadın, tatil için parayı nereden bulucaz onu anlatmadın. Kafanda kurduklarını arada benimle de mi paylaşsan acaba Umut."
" sen kızdın mı bana" ne yaptım ki ben ya kızılacak allah allah.
" kızmadım da bu tatil konusundan sıkıldım. en sonunda yalnız gideceksin o ölüp bittiğin tatile"
" Tamam o zaman şuna okey misin? sana sadece gidiyoruz diyeceğim ve o zamana kadar bir daha tatil lafını benden duymayacaksın."
" kesinlikle okey im. lütfen. Gına geldi çünkü bana. Ben sadece seni isterken senin tatil tatil diyerek ölecek olman sinirimi bozuyor."
" Ya ben senin sinirini yerim. Hadi gel alayım ben senin sinirini. Gel. Ellerim sihirlidir biliyorsun. Güzel bir masajla başlayalım rahatlamaya sonrasına bakarız. Olmaz mı." Bilge'yi hafif zorla hafif nazla da olsa benimle gelmeye ikna etmiş ve bir süre tatil lafı etmemek için dudaklarımı onunkiler ile mühürlemiştim.
Tatil planlama yolculuğumuzun bundan sonraki kısmına sizin ile devam edeceğimizi anlamışsınızdır umarım. Bilge'yi daha fazla kızdırmayı göze alamayacağım için bu yolda önce tabi ki kendime sonra da size güveniyorum.
Neden bu kadar heyecanlı olduğumdan bahsedeyim mi size biraz. Ben bu yaşıma kadar hiç tatile gitmedim arkadaşlar.
İnandırıcı gelmemiş olabilir bu nokta da ama esas gitsem inandırıcı olmazdı aslına bakarsanız. Sizce benim ailem her yıl nereye tatile gitsek acaba bu yaz diye düşünmeyi görev edinmiş bir aile olabilir mi sevgili dostlar.
E üniversite de bir miktar para kazansam da bu para aç karnımı doyurmaktan öteye gidemediği için 25 yaşında hiç tatile gidememiş ve şimdi bu hayalini, hayalini bile kuramadığı sevgilisi ile gerçekleştirmek için ölüp biten bir ergen irisi var karşınızda ve bu neresinden bakarsanız bakanın çok heyecanlı. Haksız mıyım allah aşkına.
İçim içime sığmıyor lan. O yüzden işte bende kaldığım yerden bu organizasyona devam edebilmek için Bilge'yi uyutup soluğu telefonun başında aldım.
Önce bir otel ve villaların fiyatlarına baktım ve sonra sayfaları tek tek geri kapattım sevgili dostlar. Bu etkinlik beş dakika falan sürdü.
Neden mi? Açında bakın anlarsınız neden. Yürek dayanmayacak fiyatlar var. Tam moralimi bozup enseyi karartmıştım ki aklıma dahiyane bir fikir geldi.
Işık.
Saate bile bakmadım . Hemen aradım zaatı muhteremi.
" Efendim Umut hayırdır bu saatte. Bir şey mi oldu." Telefonu Hazal'ın uykulu bir ses ile açmasına bir saniye bile takılmadım.
" Sende mi o."
" Evet uyuyor şuan. Senin adını görünce açtım önemlidir diye. Bir şey mi oldu."
" İyi uyandırırız. Aç kapıyı geliyorum ben."
" Um.."
Ben istedim bir göz Allah verdi bir kaç tane falan diyerek yavaşça çektiğim kapıyla soluğu Hazal'ın dairesinde almıştım. Hazal endişe ile kapıda bekliyordu zaten.
