33

2.5K 149 18
                                    

Bir üçlemenin ilk parçası ile karşınızdayım arkadaşlar. Anladım ki ben bölüm biriktiremiyorum. Normal de bu bölümleri bir gün arayla atıp olayı yavaşlatmam gerektiğini biliyorum ama yazınca içimde tutamıyorum işte. Neden bekleyeyim ki diyerek üçünü arka arkaya atarken buluyorum kendimi. Yeni bölüm istenilince de armut gibi. kalıyorum sonra. Buda öyle olacak gibi. Ben okuyor olsam bu iş hoşuma giderdi diye düşünuyorum hep. Hoş yazarken de hoşuma gidiyor ya. Siz ne olacak diye merak ediyorsunuz. Bende acaba bölümü begenicekler mi ki diye merak ediyorum. Amannn ne kadar da meraklıyız ya.

Neyse hadi bakalım bu bir.

Keyifli okumalar.

Bir konuşmaya dahil olamamanın ne kadar acıklı olduğunu bilir misiniz bilmiyorum.

Bunun birçok çeşidi vardır elbette. Konu hakkında bir fikriniz olmadığı için dahil olamayabilirsiniz. Konuşulan konu hakkında konuşanlar ile aynı fikirde değilsinizdir ve konuşursanız sıkıntı çıkacağını bildiğiniz için asla dahil olmak istemeyebilirsiniz.

Ama en acıklısı, benim şuan yaşadığım gibi sevgiliniz sizin olmadığınız bir planı gözleri parlayarak anlatırken sizin konunun yakınından bile geçemediğiniz bir zaman diliminde yaşanılan olabilir.

Belki de tam' sıçayım sizin yapacağınız plana' dediğiniz yerde gelen bir '-ız ' eki hayat öpücüğünün alasını verebilir size.

Ben onun ağzından çıkan kelime öbeğini öğelerine ayırmakta iken, o ise çoktan ayağa kalkmış ve yere doğru boş boş bakan bendenize seslenmekle meşguldü.

" Sevgilim kalksana hadi. Umuttt."

" Hah tamam tamam dalmışım da ben. Hadi gidelim." Deyip arabamıza binerek eve gelmiştik.

Cümleyi öğelerine ayırma işleminde konu çok başka yerlere gitmiş, dolaylı öznenin ben olmadığıma karar vermiştim en sonunda. Dolaylı tümleç de olabilir tam onun ayrımına varacak durumda değilim şuan. Dolayli şeyleri pek de sevmem zaten. Germeyin beni.

Kisacasi o sondaki '-ız' ekinin beni ifade etmediğini düşünmeye başlamıştım. Yersiz bir heyecan dalgası vicudumu basmış gibi olsa da bu fikirle terkedip gitmişti.

Eve gelince bu düşünceler ile kelimenin tam anlamıyla çöktüğüm koltukta, anne ve babası ile hararetli bir tartışma içinde olan Bilge'yi bekliyordum. Konunun ne olduğunu anlamasam da çok keyifli bir konu olmasa gerekti.

Yanıma gelip hiç konuşmadan bana sarılması ile keyfinin kaçtığından da emin olmuştum artık.

" İyi misin sevgilim." Dedim bende ona sarılırken.

" hı hı." Derin derin nefes almasından anladığım kadarı ile ağlamamak için kendini sıkıyordu. Güçsüz gözükmek Bilge'nin sanırım en korktuğu şeydi.

" neyse hadi kalk sana akşam için giyecek bir şeyler bakalım dolabından. Keyfin yerine gelir belki. Hem sen üzerini giyip çıkarırken de benim keyfim yerine gelir." Üzerindekileri çıkaran bir Bilge benim her şartta ve koşulda ilgimi çekerdi çünkü.

" sen ne giyeceksin."

" Ben böyle giderim ya önemli değil."

" Eşofmanla mı geleceksin Umut." Bilge kendini benden ayırarak şaşkın gözlerle bana bakıyordu.

" Neden olmaz mı?" yani Bilge öyle sevgilisinin kıyafetlerine karışacak bir tip değildi ama konu neden buraya gelmişti pek anlayamamıştım.

" Pardon sen bilirsin tabi. Nasıl rahat ediyorsan"

BeklenmedikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin