" bir fikrim var."
" allah allah neden şaşırmadım acaba."
Diğerleri havuzda iken Işık ile mutfakta içecek bir şeyler hazırladığımız sırada, Işık'a bir süredir planlamalarını yaptığım karavan tatilini anlatmaya başlamıştım. Çünkü nasıl benim buna ihtiyacım varsa onun kesinlikle benim iki katım ihtiyacı vardı biliyordum. Gülşen benden daha fazla kendisini yakın takibe almıştı.
Onun tek sıkıntısı Gülşen iken benim için hepsi birer sıkıntıydı aslına bakarsanız çünkü ben Bilge ile yalnız kalmak istiyordum. Bilge, ben bir de yıldızlar olsun yeterdi benim için.
Ve şu an bunu yaşamak için çok kalabalıktık. Evet arkadaşlar tutarsızım işte ne yapalım. Biz de bu modeliz. Önce bir şeyi deli gibi isteyip düşünmeden bir işe girişiyorum sonrada bunun daha güzeli de olabilirmiş acele etmişim falan diye kendi aklıma tükürüyorum. Biliyorum yani tutarsızım. Diyorum zaten tutarlılıkta benim gibi olmayın. Telef olursunuz.
" ama sende seveceksin bak peşin hükümlü olma"
" olsam ne olur Umut sen beni ikna etmek için ağzımdan girer burnumdan çıkarsın ve ikna da edersin sonunda. Ben nasıl sana her seferinde ikna oluyorum ki ya. "
" Ya offf saçmalama hadi ciddiyim ben"
" bende ciddiyim."
" Bak şimdi burası iyi güzel eğlenceli falan ama benim Bilge ile biraz da baş başa kalmaya ihtiyacım var kızım ya. Yok yemekti yok havuzdu yok kahvaltı çay kahve falanlar filanlar sadece geceleri baş başa kalıyoruz. Orada da yeterli konsantrasyonu sağlayamıyoruz Işık. Beni anlıyor musun."
" Lan salak bana mı anlatıyorsun bunu. Ben sevgilimle aynı odada bile kalamıyorum. Farkında mısın."
" Ama o belliydi. Onun öyle olacağı belliydi."
" Belliydi de sevgili adayı falan dedin o gelir algısı dağılır dedin oda yalan oldu Umut."
" Amannn o iyiki yalan oldu bu arada Işık. Başımız belaya girerdi bak. oluş şekli bakımından Gülşen için hoş olmasa da benim açımdan pek keyifliydi. Valla iyi ki de öyle oldu haa o günden sonra Gülşen'i kızdırmak için ne yapayım diye düşünmüyorum hiç. Karşısına geçip gülsem yetiyor hahahah."
" Salak ya. Eee ne fikrin var senin."
" Bir karavan buldum ben. Süper bir şey. 2 gün kiraladım. Akşama Bilge'yi kaçırıyorum."
" Ciddi misin sen. Bu var ya süper fikir."
" Evet kızım dedim sana. Bizden sonra da siz alın gidin iki gün."
" Kesinlikle evet, evet, evet." nasıl da hemen ikna olmuştu kader arkadaşım benim.
Mutfakta işimiz bitince ben gidip Bilge ile ikimize ufak bir çanta hazırlamıştım. Sonrada gidip kiraladığım yerden karavanı alıp evin arka tarafında bir yere park etmiştim. Akşam yemekten sonra Bilge'yi alıp kimseye haber vermeden kaçıracaktım.
Allahım ne kadar güzel bir fikirdi ya bu böyle. Kendi fikrime, kendi kendime tekrar tekrar düşmüştüm valla ne diyorsunuz bu işe arkadaşlar..Söyler misiniz bu gariban daha ne yapsın ya. Hadi hadi alırım bir gazınızı. İnşallah Bilge de benimle aynı fikirde olur da bu etkinliğimiz fiyasko ile sonuçlanmaz.
Bilge'den çünkü 'ben bunu arkadaşlarıma yapamam' fikrinin çıkması çok olası gibi duruyor. Çünkü kendisi insan ırkının geri kalanına benim kadar mesafeli değil. Onlar için üzülüyor falan. Ne kadar gereksiz.
Yemek bitmiş sofra toplanmış herkes bir köşede kendi halinde takılıyordu. Ben Bilge ile bahçedeki koltukta oturup onun bana telefonundan gösterdiği görüntüleri izleyip beraberce gülüyorduk. Bilge'nin kulağına eğilip
" Gelsene sen benimle biraz"
" Nereye"
" Shhh sessiz ol" deyip elini tutarak kimsenin dikkatini dağıtmayarak bahçeden kaçtık. Evin kapısına gelince Bilge'yi kapıya dayayarak dudaklarına uzun bir öpücük bıraktım.
" Bunun için mi kaldırdın beni koltuktan Umut." elim Bilge'nin boynunda gözlerimde dudaklarında iken bir an için karavan fikrini 1-2 saat kadar ertelemeyi düşünmedim dersem yalan olurdu sevgili dostlar düşündüm çünkü. Ama bana bunu düşündürene de bir bakar mısınız lütfen. Şu pürüzsüz ve güneşten pembeleşmiş teni ile beni çılgınlıklara sürüklüyorduuu ki hemen odağımı toparladım.
" Tabii ki de hayır sevgilim. Bu bonus."
" Neye bonus."
" Bana." deyip hızlıca bir öpücük daha alıp dışarı çıkarak karavanın yanında durduk.
" Ta ta ta taaaaa." diyerek ellerim ile karavanı gösterdiğimde Bilge haliyle bir şey anlamamıştı. Çünkü karavan dışarıdan bir dolmuş gibi duruyordu.
" Ne bu hayatım. Dolmuşla mı gezdireceksin beni. Piyasa mı yapıcaz beraber."
" Hayır yaaaa. Dur bekle." diyerek gidip kapıyı açıp Bilgeyi de elinden tutarak yanıma çektim.
Bilge açılan kapıdan içeriye şaşkınca bakarken bende keyifle Bilge'ye bakıyordum. Hiçbir şey söylemeden içeriye girdi. Hap kadar alan ancak bu kadar güzel kullanılabilirdi arkadaşlar. Kapının hemen karşısında bir oturma alanı. Araka tarafta bir yatak. Kapının solunda da ufacık bir mutfak tezgahı ile gerekli her şey yerli yerindeydi. Sadece tuvalet ve banyo diye nitelendirdikleri yer biraz küçüktü ona da katlanabilirdik. Sonuçta karavan yani.
" Umut burası ne kadar güzel böyle"
" Evet çok güzel bence de" bende Bilge'nin yanına çıkıp kapıyı da kapatarak arkasından beline sarılmıştım. " ve iki gün emrimize amade. İstediğimiz yere gidip istediğimiz kadar orada kalabiliriz." dedim omzundan öperken.
" ee diğerleri"
" kimin umurunda ki diğerleri." yani şu ortamda da diğerlerini düşünmemi beklemesin artık kimse benden çünkü gerçekten sikimde değil.
" Benim umurumda Umut. Çok ayıp olur. Ben bile isteye onlardan habersiz kaçar gibi bir yere gidemem" şu an ne için tartışıyordu ya bu kadın benimle.
" Kaçmazsın o zaman sende." dudağına bir öpücük bırakarak kapıları kilitledikten sonra direksiyona geçip arabayı çalıştırmıştım. " kaçırılırsın." bana doğru ne yaptığımı anlamaya çalışırcasına bakan Bilge'yi ayakta bırakarak hareket etmiştim bile.
" Hazır olun Bilge Hanım, insan hayatında kaç defa kaçırılır ki. Hem de sevgilisi tarafından."