43

1.8K 150 24
                                    

Keyifli okumalar...

Bilge

Bir şeyler yapmasını istemiştim kabul ediyorum. Benim için, bizim için bir şeyler yapmasını bende istemiştim. Elimden hiç birşey gelmediği elimin kolumun hem maddi, hem de manevi olarak bağlandığı şu durumdan beni çıkaran tek kişinin o olmasını istemiştim.

İstemiştim ama aklımın en ufak bir yerinden bile, benim evimi bana sormadan taşıyacağı tabiki de geçmemişti.

Diyordum ki ya o tatlı dili ile ev sahibini ikna eder ya da bana beraber yaşamayı teklif eder. İkincisi için baya heyecanlanmış bile olabilirim hatta.

Her ne kadar son ilişkimden sonra bir daha kimse ile aynı evi paylaşmayacağım diye kendime söz vermiş olsam da bu sözümü yutmam için Umut'tan daha geçerli bir sebebim olabileceğini düşünmüyordum. Bunu yaptığıma beni pişman etmeyecek tek kişi Umut'tu.

Ondan bunu istediğimde havalara uçacağını ve koşarak geleceğini bilsem de zaten zayıf olan aile ilişkilerini koparan taraf olmak istemiyordum. Çünkü evden ayrıldığı zaman bir daha oraya dönmeyeceği çok belli oluyordu.

Umut ile yaşamanın güzelliğini bende kaldığı günlerde onun ile bir güne uyandığım andan itibaren hissediyordum aslına bakarsanız. O kadar naif ve kolay ki onun ile yaşamak. Hayatımı kolaylaştırmak için yaptıkları çok sevilesi.

En başından beri ben demeden evime adım bile atmaması, ben kal demeden kalmaması ve beni zor durumda bırakacak her hareketten fazlası ile kaçınması ile hayatımdaki herkesten, hatta benden bile fazla sınırlarıma saygı duyması onun hayran olduğum taraflarından.

Ama sonra bir gün görüyorum ki benim fikirlerime, sınırlarıma benden bile fazla önem verdiğini düşündüğüm sevgilim benim evimi kendi başına almış götürmüş başka bir eve taşımış. Kendi karar vermiş. Ve yapmış. Benim fikrimi alma ihtiyacı bile hissetmemiş. Benim hayatımı değiştirip karşıma çıkıp bir de teşekkür beklemiş.

Şimdi arkadaşlar bu on sekiz yirmi beş yaş arası için gayet romantik gibi gözüken bir hareket olabilir. Ama bir kimsenin hayatında olmanız onun hayatını istediğiniz gibi oynayabileceğiniz bir yapboz haline getirmeniz için size herhangi bir hak sağlamaz. Hayat bir lego filmi değildir. Bu kararları kendi başınıza alamazsınız. Ortak bir hayatı bile paylaşmıyorsanız hiç alamazsınız.

Son üç gündür, bana sormadan evimde kalmayacak kadar ince düşünceli olan bir insanın nasıl olur da haberim olmadan evimi taşıyabilecek evreye geldiğini düşünerek geçiriyorum günlerimi.

Anlayamıyorum, anlamlandıramıyorum. Kolay varken neden zorunu seçtiğini bulamıyorum. Gel beraber yaşayalım gibi bir seçenek varken böyle büyük bir hareket yapmasının mantığını kafamda kuramıyorum bir türlü.

Biliyorum çok sevdiği için, biliyorum beni düşündüğü için ama bu biraz fazla arkadaşlar. Gelip konuşup ortak bir karar alarak yapabileceğimiz bir şey iken bu kendi kendine, kendi yöntemleri ile bunu çözmeye çalışması gerçekten bir problem. Hayatımda görüp görebileceğim en şeffaf, en net insanın bu hale gelmesi çok saçma.

Konuşmuyoruz üç gündür tabiki. Ne konuşacağımı bilemiyorum çünkü kendisi ile. Kızamadım bile. Sadece düşünüyorum nasıl bir boşlukta ki bana bu süpriz adı altındaki saçmalığı hazırladı. Benim tanıdığım Umut'un yiyebileceği bir bok değil bu çünkü. Ayarları bozulmuş gibi. Tüm bildiklerini unutmuş gibi.

Şuan deli gibi onu karşıma alıp sabaha kadar konuşmak istesem de sinirim ile kalbini kırabilirim diye uzak duruyorum. Yoksa karşıma alıp sarsarak sormak istediğim o kadar çok şey var ki.

BeklenmedikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin