49.Bölüm

23.9K 1.6K 92
                                    

*** Düzenlenmiş hali ile tekrar okuyun millet! 49. Bölümün yeni hali karşınızda ***

Rick hemen kapının dışındaydı. Odaya dönene kadar tek bir kelime bile etmedik. Zaten edecek gücümde kalmamıştı.

Odama geldiğimizde ise biraz bir şeyler yedirdikten sonra uykuya daldım.

Uyandığımda kendimi hala yorgun hissediyordum. Rick odada değildi. Yataktan yavaşça kalktım. Boğazımı kurumuştu ve etrafımda su da olmayınca koridora çıktım. Koridorunda boş oluşu içimde bir ürpertinin akıp gitmesine neden oldu. her iki tarafa da bakındım ama kimse yoktu. Bedenim yorgun olsa da ayaklarım Simon'ın odasının yolunu tuttular.

Onun da odasında olmayışı beni korkutmuştu. Belki banyodadır diye oraya da bakındım fakat kimse yoktu. Oda dan çıktığımda koridorun köşesinde bir hareketlilik gözüme takıldı. Onu görebilmek için arkasından gittim.

Küçük bir oğlan koşarak ve gülerek koridorda ilerliyordu. Siyah saçları ve beyaz bir teni vardı ama arkası bana dönük olduğu için yüzünü göremiyordum. Benden daha fazla uzaklaşmadan ona seslendim.

''Hey? ''çocuk durdu ama arkasını dönmedi.

''Herkes nerede evlat? ''çocuk bana yavaşça döndüğünde artık gülümsemiyordu. Bakışlarında ve gözlerinde bir tanıdıklık hissediyordum. Hala bana bakıyordu ve soruma da cevap alamamıştım.

''Hastanede neden kimse yok?''sorumu anlama mışcasına kaşlarını çattı.

''Beni anladın mı?''çocuk bana iyice kötü kötü bakmaya başlayınca kendimi biraz korkmuş hissettim. Fakat arkasını dönüp daha hızlı koşmaya başlayınca bende sekerek onu takip ettim. Bacağım biraz sızlıyordu ama bu çocuğu takip etmeme engel olmuyordu. Kaç koridor döndüğümüzü artık sayamaz hala geldiğimde durdu. Önünde buzlu büyük cam bir kapı vardı. Çocuk tekrar bana döndüğünde sabrım tükenmek üzereydi.

''Neden buraya geldik?'' gözlerinde tanıdık olduğum bir manzara vardı. O ufak hafif çekik gözlerin rengi kırmızı olunca onun kim olduğunu hatırladım ve anılarım canlandı. Simon'ın odasındaki annesi ile olan resmindeki o küçük çocuk karşımdaydı.

''S...simon?''çocuk bana yaklaşırken kılımı bile kıpırdatamadım. Küçük elleri ellerimi kavrayınca onun yüzüne bakabildim. Bana kırmızı gözlerle bakışı küçük bir çocuğu fazlasıyla korkunç kılması yetmiyormuş gibi birde şimdi kocaman kırmızı gözlerle bakıyordu. Beni buzlu cam kapıya doğru çekiştirdi.

Kapı otomatik olarak açıldığında oda bir hastane odasından çok eski bir tapınaktı. Nefesimi verdim ve girip girmemek arasında kaldım. Odaya girmeden önce bu devasal yeri inceledim.

Duvarlarda sarmaşıklar vardı. Her duvarda halkalar ve içerisinde bir dilde bir şeyler yazıyordu. Değişik şeytan motifleri her halkanın üzerinde asılı duruyordu. Tam karşıdaki duvarda kırmızı bir taş odayı aydınlattı. Adeta beni çağırıyor gibiydi. Parlaması söndüğünde tapınağa adım attım. Yerin soğuk olmaması hatta tam aksine fazla sıcak oluşu bir süre yere bakmama sebep oldu.

Gördüğüm şey karşısında ağzım hayretle açıldı ve olduğum yerde sıçradım.

Cam bir zeminin altından ateş cayır cayır yanıyordu ama ayrıca ona karışan başka bir şey daha vardı. Kan. Bir an öldüğümü ve cehennemin dibini boyladığımı sanacaktım ki ışık tekrar tapınağı aydınlattı. Yerden kafamı güçlükle kaldırıp taşa doğru yürüdüm.

Uzaktan küçük bir şey gibi gözükse de avuç içim kadar büyük bir yakut duvara gömülüydü. Taşa dokunduğum sırada etrafında bir halka oluştu ve diğer halkalardaki gibi bir yazı belirdi.

Son 8Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin