Los Angeles/California
Şehir her ne kadar hareketli olsa da içim bir o kadar durgundu. İnsanlar neşeli heyecanlı olsa da ben bir o kadar sakindim. Yeni bir dünyadaydım sanki yada yeniden doğmuştum.
Her şey değişiyordu ve beraberinde bizde değişmeye çalışıyorduk. Rüyamdan Simon'a söz etmiyordum. Bunu bilmemesi daha iyi gibi geliyordu. Üç aydır koca bir yaz tatilinde bir kez bile aynı rüyayı görmemiştik. O, bağın değiştiğini ben ise zayıfladığını düşünüyordum.
Rick ile bunu konuşuyordum. Hastaneden sonra nereye gitsem bütün duygular beni sarmıştı. Aynı şeyin onda da devam ettiğini söylemişti. Gideon'da bundan haberdardı ama yeni başlayacağı üniversite heyecanından bizimle pek konuşmuyordu.
Simon'da buna benzer değişikler var mı diye onu yokladığımda sadece aynı rüyayı görmediğimizi söylemişti. Onun için tek problem buydu ve bide küçük çocuk gibi lise heyecanı sarmıştı her yanını.
Aslında onun için iyi oluyordu. Geçmişi unutuyordu, acılarını unutuyor yerini gelecek alıyordu. Normal olmak istiyordu ama olamayacağımızı bildiği halde yinede umutlanıyordu.
Bense okul için heyecanlı değil tam aksine endişeliydim hem kendim hemde onun adına. Nasıl normal olunabilirdi ki? En ufak bir öfkelenme de ikimizde kıyamet kopara bilirdik. Adeta ayarlarımız bozulmuştu.
Jennifer, Melissa ve John'dan en ufak bir haber almamıştık, aynı şekilde Izzy'den de. Okulun açılmasına bir hafta kala bütün alışverişleri tamamlamıştık. Okul yakın olduğu halde Simon araba almıştı kendisine. Bunun için ehliyetle bile uğraşmıştı. Sanki o hiç normal yaşam görmemiş olduğu halde daha kolay adapte oluyordu, ben ise bir zaman normal hayatım dediğim yer sanki farklı bir ekoloji gibi geliyordu. Sanki buradaki yem artık bendim gibi. Garipti duygularım tıpkı rüyalarım gibi.
Evimiz gereğinden fazla büyüktü. Elit bir kesimde fazlasıyla şık bir evdi. Teyzem temizlikten şikayet ediyordu bende Simon'ın parayı gereksiz yere tükettiğine. Bunun yanı sıra yetimler için bağışta bulunmuştu. Bunun gibi kullanmaya devam etmesini istiyordum ama yeri geldiğinde parayı savuruyordu.
''Güzel arabaymış.''dedim evin verandasına çıkarken. Bir kaç dakika önce dışarı çıkmam için mesaj atmıştı. Arabadan indi.
''Evet. Audi Q7. Beğenmezsen sorun var demektir.''dedi otuz iki dış sırıtarak. Çimlere indim. Araba beyazdı ve fazlasıyla büyüktü.
''Bak sen, koleksiyon falan mı yapıyorsun? Zaten araban yok mu senin?''dedim imayla. Çünkü yaklaşık iki hafta önce ehliyetini aldığı gibi araba almıştı. Porsche'ye karşı galiba erkeklerin zaafı vardı. Onun arabasını kullanıyorduk zaten ama bu nereden çıkmıştı anlamadım.
''Hayır. Senin için.''dedi anahtarları bana fırlattığında.
Önce arabaya sonra Simon'a baktım.
''Hadi canım.''dedim hayretle. Teyzem arkadan ciyakladı.
''Bir tur atalım mı Eva.''teyzeme döndüm sonra tekrar Simon'a.
''Sen ciddi misin?''ehliyetim yoktu ki.
''Evet. Bak anahtarlar elinde.''
''İyide.''dedim anahtarlara bakarken.
''Ehliyet?''omuz silkti. Teyzem arabaya binmiş etrafı karıştırıyordu.
''Hallederiz.''dedi ve içeri geçti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son 8
FantasyEva Johnson sıradan bir lise öğrencisi iken bir anda anlam veremediği olaylarla karşılaşır. Yazıları okuyamaması ve eşyaların ona doğru uçması ile kafayı yediğini düşünür. Fakat bir gün bir genç karşısına çıkar ve kendisinin yalnız olmadığını söyler...