Kan ter içinde uyandığımda bunun sadece rüya olduğunu idrak etmem baya zaman almıştı . Uyanmama sebep olan şeyse kapının tıpkı rüyamdaki gibi çalıyor olmasıydı . Tülerim diken diken oldu . Kapımda yine bir eğitmen vardı . Sırtımdan aşağı soğuk terler döküyordum . Sonunda kapıyı açtığımda rüyamdakibe göre sessiz ve dikkatli bir sesle benimle konuşuyordu .
'' Beş dakikaya ateş salonunda ol . '' Çoğul kullanmamıştı oysa bayan Maggie Simon'ada haber vermesi gerekirdi . Ahhh , tabii çağıran bayan Maggie ise!
Salondan içeri girdiğimde zifiri karanlıktı . Önümü zar zor görerek ilerliyordum . Sonunda bir şeye daha doğrusu birine çarpınca durdum . Korkudan kımıldamıyordum bile . Saşonun camlarından vuran hafif ışık sayesinde onun yüzünü görebilmiştim . Rahatlıkla bir nefes verdi .
'' Korktun mu ? '' Sesi en son konuşmamıza göre daha yumuşak ve şefkat yüklüydü . Onu özlemiştim .
'' Sadece tedirgindim . '' Yüzünde oluşan gamze kalbimin pır pır etmesine yol açmıştı . Şu gamzelere karşı olan takıntım artık tehlikeli bir hal alıyordu . Yanaklarımı alev basınca kafamı eğdim . Yüzüme düşen saçımı alıp arkaya attı , elini yavaşça boynuma ordanda yanağıma sürttü . Bu hareketi kasılmama sebep olmuştu . İçimden bir den körüklenen ihanet duygusuna anlam veremiyordum . Sonra beşinden birde vicdan azabı . Öyle bir acı hissetmiştim ki ağlamak üzereydim . Buda neyin nesiyse.....Salondan nasıl çıktığımı hatta Gideon'un arkamdan seslenişini bile hatırlamıyordum . Koştum ... Simon'ın yanına koştum .
Odasına ulaştığımda rüyasında ağlar halde bulmuştum . Gidip onu uyandırdım .
''Hey , geçti birtanem , geçti . '' Gözlerini araladığında kirpikleri ıslaktı . Onu böyle görmeye dayanamıyordum . Bana sarılıp bir süre ağladı .
''Sadece bir rüyaydı Simon . '' Elbette değildi bu onun kabusu hatta hayatının en iğrenç ve en acı verici olayıydı , tek değişen şey bunları tekrar zihninde yaşamasıydı . Bu beyninin ona oynadığı bir oyundu . Göğsümde yatıyordu , nefes alış verişi düzene binince onu tekrardan yatırdım . Sanki bu küçük erkek kardeşinizi uyutup yatırmak gibiydi . Fakat Simon beni ablası veya kız kardeşi olarak görmüyordu. Bense.. bense hala meçhuldum . Yavaşça odasından çıkmaya koyulduğumda kapıya yaslanmış bizi izleyen bir adet Gideon Morris vardı . Onu incitmiş hatta hayal kırıklığına uğratmıştım .
''Gideon ben .. '' Lafımı kestirip attı .
''Gerek yok Eva , sen zahmet etme ben zaten cevabı biliyorum . '' dedi ve gitti .
****
Ertesi sabah en erken saatte kalktım . Okulun çoğunu sis kaplamıştı . Yaz geliyor demek olsada ben hala yaz geliyor diye sevinç çığlıkları atmıyordum . Kimsecikler yokken okulu turladım ve koştum . Odama geri geldiğimde masada bir zarf vardı .Ah Tanrım! Yine eğitmen değişikliği bu sefer zarfı açmamla şaşkınlık yaşamam bir oldu . Marie Day yeni çalışma eğitmenimdi . Kağıdı nasıl fırlattığımı hatırlamıyordum . Kendimi sıcak suya bırkatım . Ama hala kağıttaki onun adı ve yeni eğitmenim yazısı gözümün önüne geliyordu .
Simon'ı ektim . Izzy ile vakit geçirmeye aşırı derecede ihtiyacım vardı . Sabah kahvaltsınada onun için gitmiştim . Dan yanımızı otumayınca kaşlarımı çatıp Izzye yaklaştım .
'' Neyi var onun ? '' Izzy biraz burun kıvırdı .
''En son onun yanına ne zaman gittin ki Eva , şimdi o senin yanına gelsin ? ''
Utançla başımı yumurtama eğdim. Haklıydı . Kaç gün hatta kaç hafta olmuştu . En son olayda beni odadan pış pışlamıştı . Bana karşı biraz soğuktu sebebini bilmediğim halde hemde . Buyüzden daha beter suçlu hissettim kendimi .

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son 8
FantasyEva Johnson sıradan bir lise öğrencisi iken bir anda anlam veremediği olaylarla karşılaşır. Yazıları okuyamaması ve eşyaların ona doğru uçması ile kafayı yediğini düşünür. Fakat bir gün bir genç karşısına çıkar ve kendisinin yalnız olmadığını söyler...