DİKKAT DİKKAT!
Öncelikle şunu belirtmek istiyorum ki ben bu notu yazarken şuan bilim kurguda #3 gözükmenin verdiği mutluluğu yaşıyorum. Fakat bugünden itibaren ders çalışacağım için (malesef) yaz tatili bitimine kadar son 8'i olabildiğince sıkı tutup bölüm yayınlayacağım. Diğer hikayelerim ne olur bilmem ama belki ara sıra onlara da el atarım. Normal şartlarda benden beklenen bu sene ve gelecek sene wattpad ve diğer sosyal paylaşım sitelerinden elimi ayağımı çekmem ama ben kendimi bildiğim için kullanmaya devam edeceğim. Fakat wattpad konusunda ne yaparım bilmiyorum. Aslında erken bir final yapıp önümüzdeki yaz tatiline kadar ki bu bir sene demek -_- sizi beklete bilirdim. Ama biliyorsunuz ki ben çok iyi bir yazarım, hiç öyle bir şey yapar mıyım ^-^
Bir diğer husus yeni bölümler yayınlanırken gelen eski bölümlerin güncellemelerine aldırış etmeyin. Malum elimi ayağımı çekmeden önce bazı düzenlemeler yapıyorum ve bunlar yazım yanlışları olduğu için fazla bir değişiklik yok. Asıl çeliştiğim nokta ise üç hafta gibi bir sürede olabildiğince yeni bölüm yazıp hikayeyi bitirmek ile bitirmemek arasında kalmam. İnanır mısınız son 8'e karşı duyduğum bağımlılı anlatamam. Ne bir son ne de yarı da kesilen bir hikaye istemiyorum ama el mecbur gibi :/ İçim içime sığmıyor fakat bu bölümün altına herkesten olabildiğince fikir almalıyım. Eva'ya, Simon'a Gideon'a öylece veda etmek hiç içime sinmiyor. Neyse hadi keyifli okumalar...
---
Simon ile vakit geçirdiğimiz sıralarda gevşediğimi hissettim. Olabildiğince yaşananlardan uzak düşüncelerle ona odaklandım ve onu düşündüm. Bizi ve bizi bekleyen hayalleri. Onla olma düşüncesi paha biçilemez bir şeydi. Onunla bir gelecek.
Fakat sonra aslında buraya taşındığımızda bile bu fikirde olduğumu far kettim. Ve sonuç ortadaydı. Akşam büyük buluşmadan önce kendi benliğimi dinlemek adına kendi köşeme çekildim.
Eğer gerçekten de yeteneklerimden ve getirdiği sorumluluklardan kurtulabilmemi sağlayan bir şey varsa, ona ulaşmayı onu bulmayı diledim. Sadece yatağıma uzandım. Gözlerimi kapatıp normal olmanın nasıl olduğunu hatırlamaya çalıştım.
Emily ve Tom dışında arkadaşım yoktu. Gerekte duymamıştım. Sıradanlığın dibine vurmuştum. Fakat hissetmem gereken en büyük eksikliği hiç hissetmediğimi hatırlıyorum. Annemi ve babamı.
Belki hayatımda aslında onlar olsalardı ve ben hep başıma geleceklerden, sorumluluklarımdan haberdar olsaydım bütün bu yalanlar hiç var olmayacaktı. Unutmamam gereken şeyse onların kasıtlı bir şekilde öldürülmüş olmalarıydı. Gözümden akan yaşı umursamadım.
Fakat bana damgalanan, kanıma da olan yetenekler aslında bana bir hediyeydi. Onları benden kimse söküp alamazdı tabii ölüm dışında. Birlikteydim. Bunca yıl benliğimde taşıdığım şey. Bunlardan aslında vazgeçmek istemediğimi anladım. Sadece getirdiği şeylerden yorulmuştum.
Hala kanıtlamam gereken bir şey vardı. Ne Mariel'dim ya da özür için üretilmiş bir denek. Bizler de insandık. Bizlerinde yaşama hakkı vardı. Ve ilk kez gerçekten de benim gibi tutsak olan gençleri kurtarmak istedim. Yeteneğim vardı. Zaten biz dışında kim yardım edebilecekti ki.
Yataktan kalktım. Banyoya, aynanın karşısına geçtim. Saçlarımı sıkı bir at kuyruğu yaptım. Ellerimi ve yüzümü yıkadım. Dik durdum ve kendime baktım. Uzun zamandır yapmadığım bir şeyi yaptım. Kendime gülümsedim.
Koşarak aşağı indim.
''Hadi şu ekibi biran önce toplayalım.''sesimde ki heves içimdeki hevesi kat kat arttırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son 8
FantezieEva Johnson sıradan bir lise öğrencisi iken bir anda anlam veremediği olaylarla karşılaşır. Yazıları okuyamaması ve eşyaların ona doğru uçması ile kafayı yediğini düşünür. Fakat bir gün bir genç karşısına çıkar ve kendisinin yalnız olmadığını söyler...