37.Böüm

29.5K 2K 166
                                    

Bayan  Maggie ilgi ile Izzy dinlerken bende Simon'ı izliyordum . Daha geçen gece bana endişelenmemi söylemişti ama şimdi kendisi benden daha endişeliydi . Karşı duvarda yaslanmış yere bakıyordu . Ona zihnimi açtım .

''Neyin var ? yorgun görünüyorsun ? '' bir anda sesimi duyması onu afallattı .

'Evet sadece yorgunum . '' ona ufak bir gülümseme  yolladım .

''Yorgunsun bunun sebebi ne o zaman ? '' yalnızca omuz silkince onun yanına gittim . Tam karşısında durdum .

'' Neyi bu kadar düşünüyorsun Simon ? '' endişesi yüzünden okunuyordu . Izzy'nin gördüklerini duyduktan sonra pekte normal davranmıyordu .

'' İçini yiyip bitiren şey ne , aşkım . '' aşkım sözcüğü dudaklarıma yabancıydı ama yinede onu gülümsetmeye yetmişti . Sanki bir an o düşünceler uçup gitmişti . Bayan Maggie seslenince ona döndük .

'' Öncelikle bu bir işarette olabilir bir tuzakta . '' bunun tuzak olabileceği aklımın ucundan bile geçemişti bile . Izzy elleriyle oynuyordu . Bakışları hep farklı noktalardaydı . Anlattıklarına pişman olmuştu anlaşılan . Onun parmaklarını tutunca bana baktı .

'' Sakin ol Izzy . '' bana buruk bir gülümseme yolladı .Sonra da bayan Maggie'ye döndü .

'' İzninizle işim bitti ise gidebilir miyim ? bayan Maggie biraz düşündükten sonra  ona kafa salladı .Izzy hızlı adımlarla uzaklaştı . Bizde oturup konuşmayı bir süre daha sürdürdük.

Akşam olduğunda varılan tek yargı öncelikle tapınağın kesinlikle burada olduğu gerçeğiydi . Sebep olarak ise Alex'in hala burada olduğu gerçeği bunu açıklıyordu . Bayan Maggie'nin dediğine göre kan'ın kullanılmak için geçerli bir süresi olduğunu bize söyledi . Bu bir tür sütün tarihinin geçmesi gibi birşey olduğu gibi kanında büyüsünü yitirme yetisi varmış . Kanı koruyan büyüden çıkarılması ile sadece bir saat içerisinde içirilmesi gerektiğini bulduğumuz kitaplardan okuduğunu söyledi .

Kitaplar bize şifreyi sağlamasada . Kanları bulduğumuzda nasıl muhafaza etmemiz gerektiğini öğretiyordu en azından . Ama kanı içen kişinin geri dönüşü  olmaksızın ele geçirilmiş olduğunuda bize öğretmişti . 

En yakın zamanda Gideon ve birkaç başka muhafız ile Gideon'ın kardeşinin göülü olduğu mezara gidecektik . Bayan Maggie bunun için gizli bir yol arıyordu . Bay Miller'ın haberdar olmaması gerektiğini düşünüyordu . 

Belki Simon'ın endişesi benide etkiliyordu ama birşey benimde içimi kemiriyordu . İçimdeki o his beni çıldırtıyordu . Sanki herşey biranda çorap söküğü gibi sökülmüştü ve bu benim için nedense sorun oluyordu . Bunun altından başka birşeyin çıkacağı hissinden artık kusmak istiyordum . Öylede yaptım zaten . Sonra Simon beni bir güzel temizledikten sonra sessizce uzanıp benim beyaz tavanımı seyretmiştik . Tek kelime etmeden o günü bekler gibiydik . Kanları alınca herşeyin biteceğine dair umut oluşsada , kısa sürelip olup yok olup gidiyordu . Korku ikimizinde içindeydi ve bir viriüs gibi tüm bedenimizi sarmalamıştı . Olayları düşündükçe veya tahmin yürüttükçe ona daha çok asrılma isteğim oluryordu her gün . Simon da hiç itiraz etmeden kollarının arasına alıyordu beni .

Sanki o kara günün bizi alıp götürmesini bekler gibi bir halimiz varmışçasına  geçirdik günleri . Yücelerin gelişine tam bir hafta kala okuldan gece vakti ayrıldık . Simon ile ayrı arabalarda gitmemiz beni daha da sitrese sokuyordu . İçimdeki o kötü his bir türlü beni bırakmıyordu . Son olaylardan sonra bay Miller'ın ortalıkta olmayışı da dikkatimden kaçmış değildi . Bayan Maggie onun sessiz bir halde olduğunu söylesede artık hiçbir sessizlik beni mutlu etmiyordu . Karanlık ormana girdiğimizde aklımdan bin türlü soru geçiyordu . Tapınağın burada olduğundan emindim . Bundan neden bu kadar emindim bilmiyordum bile ama yine kendimi dizginlemeliydim . İşin en berbat yanı ise bizim büyüyü kıramayıp tuzağa düşüceğimiz korkusuydu . Bu gerçektende tiskinç birşeydi .Benimle birlikte üç muhafız görevlendirilmişti . Biri arabayı kullanıyordu diğer ikisi ise yanımdaydılar . Aralarında oturmak ise çok aptalca geliyordu . Ateşi yalnızca dövüşmeyi bilen birilerinin koruması bile saçmaydı . Derken sağımdaki muhafız konuştu .

'' Emin ol yalnızca dövüşmeyi bilmiyoruz . '' yanaklarımı görmesin diye kafam eğdim . Demek zihin okuya biliyordu .

''Ben..şey..biraz gerginimde , kusura bakma . '' gülümsediğini zannettiğim bir ifade belirsede yüzünde hemen eski sert haline geri döndü .

Arabalar yavaşladığında mezarları görmek içimi ürpertmişti . Kapılar açıldıktan bir kaç dakika sonra çıkamız istendiğinde çıkar çıkmaz kusmuştum .Simon hemen kolunu belime dolayıp beni kendine çekmişti . Birşey demesede endişelendiği belliydi . Mezarlığa adım attığımızda benden bir kaç adım geride gelen muhafızları umursamadan onunla konuşmaya çalıştım .

'' Fazla sessiz değil mi ?'' evet aptalca bir cümleydi ama konuşmazsam korkudan şuraya bayılacaktım . Simon elimi sıktı .

'' Hiçbir şey  olamayacak Eva , ben buna inanıyorum sende inanmalısın . '' inanmak istiyordum ama başaramıyordum . O hissin yok olup gitmesi için neler vermezdim .Yıkık dökük bir klübenin çatısını seçmeye başlıyordum ki nefesimi tuttum . Bayan Maggie adımlarını yavaşlattı .Ay ışığı ve birazda tek tük olan aydınlatmalar sayesinde kapıyı seçebildim . Muhafızlar içeri girdiler . Sonrada geri sağ salim çıktıklarında nefesimi verdim . Simon'ın elimi daha da sıkmaya başlamıştı . Eve girmek hatta bu mezardan derhal geri gitmek istiyordum ama artık çok geçti . Odada birkaç eski koltuk ve masa dışında başka hiçbir şey yoktu . Bayan Maggie odadaki bir diğer kapının önüne diz çöktü . Ona dokundu ve elini hemen geri çekti . Bize bakıtı ama sonra geri kapıya döndü . Girişimizi bulmuştuk . Umarım çıkışımızda çabuk ve iyi olurdu .

Yanında getirdiği bir kitabı açtı . Anlamadığım bir dilde birşeyler fısıldayıp tekrar kapıya doundu . Kapı ardına kadar açılınca soluğum kesildi . Bu kadar kolay olamamlıydı . Bayan Maggie kaşlarını çatsa da ilerlemeye devam etti . Meşalelerle dolu bir koridor vardı . Muhafızlar her ihtimale karşı el feneri kullandılar .Diğer bir kapıda yine ilk denemisiyle açılınca kafama dank etti . Bu bir tuzaktı!

''Simon geri dönmeliyiz! '' Simon bana gülümsedi .

''Endişelenme aşkım , işte burdayız son bir adım sonra bütün bu saçmalıklar bitecek . '' anlamıyordu ve anlamayacaktı . Bu ...bu bukadar kolay olamazdı . Bunda bir bit yeniği vardı. Bir an önce çıkıp gitmeliydik ama bayan Maggi ilerleyip içeri girince artık çok geç kalmış olduğumuzu anladım .

İçerisi koca bir salondu . Her yerden ince sütünlar yükseliyordu . Bu sütünlar en fazla benim boyumun yarısı kadardı . Ve de üzerlerindeki küre şeklindeki camlarda ki kanları gördüğümde elim ayağım boşalıyordu ki Simon beni tuttu .

'' Bitti Eva , artık herşey bitti . '' evet öyleydi ama bu iyi olan bir son değildi .Bizim sonumuz olacak bir sondu .

Koridordan gelen doğuk rüzgar beni titretnişti . Ya da bu benim korkularımdı . 

Salonda ki tek ses diğer uçtan gelen bir sesti . Ölümün sesi...

***Beğeni sayısı yorumdan fazla olursa o beğenipte yorum yapmayanlara yapacaklarımı biliyorum ben :D *** Heyecanla bekleyin ayrıca lütfen müzük ile dinleyin :D *** Umarım dediğim kadar heyecan vericidir .***

Son 8Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin