43.Bölüm

23K 1.8K 236
                                    

***Yorum yapmayı unutmayın! Beğenen herkesten yorum bekliyorum ona göre! Müzik ile okuyun!***

Hava birden karadığında herkesin yüreyi ağzına geldi. Bunu yapanı tahmin etmek çokta güç değildi. Lauren saf mutlulukla Alex sandığı insana bakıp gülüyordu. O kıza şimdiden acımaya başlamıştım. Fakat en yakın arkadaşım şuan ondan da aciz bir durum da ağlıyordu. Uwe'nin sülyetini gördüğüm anda nefesimi bırakıp , derin bir soluk aldım. O adamı yakıp küle çevirecektim. Tabi eğer başarabilirsem. Müthiş bir hava dalgası bedenemi sıyırıp geçti. Gökyüzü karanlıktan kırmızıya doğru dönmüştü. Alex ve Lauren çarpışma için güzel bir ortam hazırlıyordu anlaşılan. Ardından gelen sis bulutundan söz bile etmiyordum. Ve sis bulutunun ardından çıkan yüceleride...

Bay Miller arkamızdan biryerden çıktığında kimse onu fark etmemişti. Yanında koç Buttler ve Amanda'nın olması beni şaşırtmıştı. Amanda bana ve yerdeki bayan Maggie'nin cesetine bir bakış atıp sonra tekrardan önüne dönmüştü. Rick bayan Maggie'yi kaldırmaya çalıştığı sırada Simon ona bir ateş topu fırlattı. Rick'i uyarmam fazla uzun sürmemişti.

''Rick! Eğil! '' bir saniye duraksadıysa bile hemen dediğimi yaptı. Ardından yardıma bay Miller ve koç Buttler yetişti. O sırada Simon'ın bunu neden yapabileceğini düşünüyordum. Bayan Maggie'nin cesetini eletmemesi...bana hala umut vaat ediyordu. Gideon beni yerden kaldırdığı sırada Simon beş metre ötemizde bizi izliyordu. 

''Odalarınıza gidin tel örgüyü geçtikten iki adım sonra yerde bir çukur açın..'' Gideon'ın sesini havadaki bir yırtıcı hayvan  misali yayılan o iğrenç sesti. Yüceler ne yapmışlardı böyle.

''- sonra oradaki kutudan taşları çıkartın..'' arkadakiler döndü.

''-herkese kendi elementinin taşını ver. Bana da hava olanlarınkini getirmeni istiyorum.'' onu onaylarcasına başımı salladım.

''Koşun Eva , olabildiğince hızlı koşun hemde.'' Seçilmişler ile oradan ayrılıp odaların tepelerinin gözüktüğü yere doğru koştuk. Girişten geçer geçmez Chris ve Jennifer aynı anda toprağı yarmaya başladılar.

''Buldum.'' Jennifer topraktan bir kutu fırlatıp tam benim önüme düşürdü. Kutuyu açmak için ise büyük bir çaba sarf etsemde sonuç alamıyordum.

''Kara büyü olabilir mi ? '' Melissa'ya haklı olabilirdi.

'' Öyle olsaydı Gideon bundan söz ederdi ama.'' John olumsuzca kafa sallıyordu.

'' Birde ben bakayım.'' Chirs kutuyu elimden alıp üzerindeki toprağı sildi. Gözlerini kıstığında birşeyleri okumaya çalıştığı belliydi. Sonra tekrardan o geceyi yaran iğrenç çığlıklar duyuldu.

'' Acele et Chirs zamanımız yok.'' Jennifer heyecanla tırnaklarını ısırıyordu. Bende içimden bildiğim tüm duaları tek tek okuyordum. Kutudakileri alamamız dahilinde neler olucağı hakkın en ufak bir bilgim bile yoktu ama en azından almamız daha iyi olacağı kesindi.

'' Burda bir dilde birşeyler yazıyor , ne bu ? ''

Ağaçların arasından bir erkek sesi duyuldu. Herkes susup otarafa baktı.

''Birde ben bakayım istersen.'' Dan tel örgünün dışında durmuş bize bakıyordu. Bakışlarını görmem tenimin buz kesmesine sebep oldu. O gözlüklü inek öğrenci tipi yerine , intikam ile bakan gözlerle bize bakıyordu. 

''Yardıma ihtiyacın var gibi Eva , yoksa her işi çözdüğün gibi burada mı takılı kaldın ? Bekle de sana yardım edeyim.'' Dan anlamadığım bir dilde birşeyler tekrarladı.

''Bu piç kurusuda nerden çıka geldi? '' John öfke ile soluyordu.

''Aynı havayı soluduğum insanlar aslında tam bir dönekmiş.'' bu sesin sahibide Lauren'di , John onu görünce üzerine atılsada Lauren onu havaya kaldırıp fırlattı. Dan tel örgünün diğer ucundan hayatımda gördüğüm en iğneleyici gülüşünü gösteriyordu. Melissa Lauren'e olduğu gibi bir su dalgası çarptı. Ona ardı ardına öfke ile su ile darbeler gönderiyordu. Lauren'in yanağındaki derin yarayı görmek beni sebebsizce mutlu etmişti. Adi sürtük hak ettiğini buluyordu. Dan hala orada olan biteni izliyor ve gülüyordu.

Son 8Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin