Akşam olmuştu. Oda da televizyon bile yoktu. Telefonumda muhtemelen hava alanında düşürmüştüm. Zaten yanımda olsa bile Gideon ondan kurtulmam gerektiğini söylemişti. Yanımda uyuyordu. Saatten bile haberim yoktu ama bir türlü uykum gelmiyordu. Biraz onu incelemek istedim. Yorgunluğu yüzünden okunuyordu. Sakince ve düzenli nefes alış verişini izledim. Sert yüz hatları vardı. Gamzelerinin yeri yüzünde hemen ayırt ediliyordu. Hafiften sakalları çıkmıştı.
Neden benim için bunca zahmete katlandığını düşündüm. Neden ben .Ve benim bütün sorunlarımda o hep yanımdaydı. Aslında hep denemezdi ama okulda beni nasıl kurtardığı aklıma gelince gülümsedim. Hiç tanımadığım halde o gün ona orada güvenmiş arabasına binmiş ve evime götürmüştü. Hiç beklemediğim olaylar onu bana beni de ona sürüklemişti. Bu şey her ne ise bizi bir şekilde bir araya getirmişti işte.Bilmiyorum sonuçta ben hayatımı kitaplarda yaşamıştım. Belkide kendim büyütüyordum olayı ama ona karşı biraz...
Yataktan kalktım .Dışarıyı seyrettim. Ay hiç olmadığı kadar netti bu gece . Şu an parlaktı ama arkasında karanlık bir tarafı olduğunu biliyorduk.Acaba Gideon'un hiç bahsetmek istemediği o karanlık tarafı neydi. Onu bu kadar derinden etkileyen ve inciten şeyin ne olduğunu bilmek istiyordum.
Şu akademi denen şey her ne ise bir an önce oraya varmak ve orada neler döndüğünü öğrenmek istiyordum. Kim bilir neyle karşılaşacaktım. Belki yine pasif kız olacaktım yada Gideon'un dediği gibi akademi beni istemeyecekti.
''Uyumamışsın. '' Gideon'un sesini duyunca arkamı döndüm.
''Rahatsız mı oldun. Eğer öyleyse koltuğa geçebilirim.'' Düşünceli birisi diye geçirdim içimden.
''Teşekkürler ama sadece uykum yok sen uyu. '' Uyumadı ama onun yerine kalktı ve yanıma geldi .
''Neyin var? '' Bir an için gerçekten de bu soruyu sormuş muydu diye inanamadım. Yeniden dışarı baktım.
''Hiçbir şey. ''
''Yüzün öyle demiyor ama''yanıma geldi.
''Sadece kafam karışık o kadar . ''
''Neden? '' Ne diyecektim bilmiyordum onu bile söyleye bilmem için beynim bir cevap bulamıyordu.
''Çok fazla düşünme.'' Bunu en son söylediğinde onu umursamaz biri olarak görmüştüm. Çünkü teyzem ağlamıştı ve bende üzgündüm .Belki o zamanda beni düşünerek söylemişti ama ben yine anlamamıştım.
''Yapma bunu.'' Anlayamadı tabii.
''Neyi yapmayayım?''
''Bu kadar düşünceli olma helede bana karşı hala ...''
''Hala net bir tutum sergilemediği mi mi düşünüyorsun?'' onaylarcasına kafamı salladım.
''Peki. İyi geceler Eva.''ne diye böyle tepki vermişti ki.
''Gideon.'' Beni dinlemedi. Odadan çıktı. Yaklaşık bir saat bekledim onu ama gelmedi. Sonrada uykuya daldım.
****
Aradan iki gün geçmişti hava alanı onarılmış seferler başlamıştı. Çıkan yangının sebebi bulunmamıştı. Buda benim içimin kemirmesine yol açmıştı. Gideon ile bu konuyu konuşmadık bile .Eğer sebebi ben isem neler olur diye sordum kendi kendime .Pensilvanya'ya indiğimizde bizi beyaz bir limuzin bekliyordu. Okulun bu denli hazırlıklar yapması beni şaşırtıyordu doğrusu. Limuzin diyordum sonuçta. Okula gidene kadarda konuşmadık bende dışarı seyre dalmıştım.
''Orada hiçbir şekilde benle yaşadığın şeyleri kimseye anlatmayacaksın..''ne demek istediğini anlayınca midemde uyanan o acı içimi yakmaya başlamıştı. İlk net tutum buydu işte. Kendim istememiş miydim? Neden canım yanıyordu öyleyse?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son 8
FantasyEva Johnson sıradan bir lise öğrencisi iken bir anda anlam veremediği olaylarla karşılaşır. Yazıları okuyamaması ve eşyaların ona doğru uçması ile kafayı yediğini düşünür. Fakat bir gün bir genç karşısına çıkar ve kendisinin yalnız olmadığını söyler...