••Müzik- Johann Johannsson The Sun's Gone Dim- şarkıyı mutlaka dinleyin ama 5:45'e kadar çünkü sonra hızlanıyor asıl duygusal yer öncesi ama mutlaka dinleyin••
Beynimdeki saat yüksek sesle çalışıyordu. Kendime yeni bir zaman dilimi yaratmıştım. Gördüğüm şeylerin üzerinden saatime göre iki hafta beş saat geçmişti.
Zorla yemek yedirildim. Zorla ilaç aldım. Daha önce görmediğim cihazlarla bedenimi esir aldılar.
Geceleri yaran çığlıklar, ölüme dair lanetler savurdum. Ve dua ettim.
Simon'ı rüyalarım da gördüm. Molly'i özledim. Küçük patilerini. Elana'yı, bana verdiği huzuru. Teyzemin ne halde olduğunu, Gideon ve Rick'in neler yaptığını düşündüm.
Hadrian'ı düşündüm. O günden sonra bir daha görmedim onu. Cassandra, Ned ve ne tarafta olduğunu bilinmeyen Scarlett'i. Fakat burada olduklarını duymuştum.
Bazen Simon ile iletişime geçmek istedim. Beynim isteğimi her seferinde reddetmişti. Her seferinde ölüyor gibi hissediyordum.
Khylin, Rafe, Natalie ve Shayla'yı merak ediyordum. Acaba onlarda mı bu içindeydi?
"Bayan Johnson." Yancey kapının dışından konuşuyordu.
"Bir deney daha yapmalıyız."izin istemesi beni gerçekten güldürüyordu.
Tepki bile vermemiştim.
Gülmek de ne demekti? Artık bilmediğim bir eylemdi.Kapının artık nefret ettiğim sesi duyuldu. Ardından bir kaç tanıdık yüz dört bir yanımı sardı.
"Kollarınızı serbest bırakın lütfen." Itaat ettim.
Yancey ayak ucumda durmuş, merakla izliyordu.
Aynı anda iki kolumda da iğneyi hissettim. Ardından bacaklarımda da. Kabullenmiştim. Tükenmiştim. Bitmiştim.
Yancey gülümsedi.
Diğerlerinin yanına gidecektim. Ölüm havuzuna. O kapsüllere."Sizi görmek isteyen birisi var."
"Bir hayranım mı var yoksa?"ne dediğim anlaşılmamıştı bile.
Cevap vermedi. Gözümün ucuyla kapıya baktım. Hadrian.
Yüzündeki ifadeden neyi anlamalıydım? İçeri tedirgin adımlarla girdi. Sandalyeye oturana kadar bedenimi baştan aşağı inceledi.
"Çok...zayıflamışsın."bir ,iki ,üç
"Artık tükenmek üzere olduğunu söylediler."dört, beş ,altı
"Ben...seni görmek istedim."yedi ,sekiz
"Konuşmayacak mısın?"bakışlarımı kısa süre ona kaydırdım. Dokuz ,on.
"Bakışların..."on bir, on iki
"- eskiden öyle asi ve hırçındı ki." Etrafına bakındı. On üç, on dört.
" Şimdi boşluğu andırıyor. Donuk ve Ölü gibi."sesi titremişti. Ona baktım.
On beş"Ölecek...misin?"gülmek istedim. Ne saçma bir soru. Gören bana acıdığını sanacak.
"Bunu istemiyor musun?"
"Gördüklerin yüzünden mi pes ettin yani?"on altı, tam on altı delik. Nefes verdim. Ruhum sanki o deliklerden dışarı uçuyordu.
"Sen güçlüydün...en azından ben öyle sanıyordum."yutkundu. Bakışlarını kaçırdı.
"Hadrian, bu kadar yeter." Yancey'in emir veren sesi.Odadan sersem bir halde çıktı. Adamlar geri doluştular.
"Eva."
"Mükemmel Eva. Sona yaklaşıldı."beni sonuma mı?O şeyi gördüm. Canımı yakan şey. Acısı hala beynimdeydi. Kendimi yukarı çektim.
"Biliyorum. Bu cihazla aran iyi değil. Ama bu son olabilir son acın."
"Lütfen..."sesim çatlaktı.
"Başka bir şey..."adamlar metal dairleri önce bileklerime geçirdi. Ardından belime.
"Bu..bu çok acıtıyor."ağlamak üzereydim.
"Ona ne yapacaklar?"Hadrian'ın sesini duymuştum.
Beynimin tam arkasına son parçayı da yerleştirdiler.
Doktor tuşa basarken dişerimi sıkıyordum.
Yüz binlerce iğne tenimi delip geçti. Çığlığım camları sarsacak, patlatacak şekildeydi."Lütfeeeeen!"yalvardım. Çığlığıma hakim olamadım. Kanım damarlarımdan çekiliyordu. Bunu hissedebiliyordum.
"Yalvarırım!" Ağlıyor, hıçkırıyordum.
"Lütfen!" Hadrian'ı gördüm. Metal iğreneler derimi delik değilik ediyordu.
Çırpınıyor. Çığlıklarımla acımı azaltmaya çalışıyordum. Karnım ve beynimin acısının tarifi yoktu. Ölmek istedim."Yardım et bana!"ona bağırdım. Son damla aktı gözlerimden. Dünyam karanlığa gömüldü.
**İğrenç bir yerde bitirdin diyebilirsiniz. Ama kısa kısa yazacağım fakat daha Fazla sık yazacağım. Yorumlarınızı bekliyorum. Bakalım görüşleriniz neler.**
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son 8
FantasyEva Johnson sıradan bir lise öğrencisi iken bir anda anlam veremediği olaylarla karşılaşır. Yazıları okuyamaması ve eşyaların ona doğru uçması ile kafayı yediğini düşünür. Fakat bir gün bir genç karşısına çıkar ve kendisinin yalnız olmadığını söyler...