Haftam çok kötü başladı. Günlerdir zor üstüne zor, kötü üstüne kötü kuşanmıştı resmen. Umuyorum buradan sonrasında güzel bir şeyler olur hiç değilse. Ve umuyorum ki sizin haftanız güzel başlamıştır. Dikkat edin kendinize. Öptüm herkesi, keyifli okumalar.
☀️☀️☀️
Kerem'in banyodan sonra uykusu gelmiş, uyumamak için epey huysuzluk çıkartmıştı. Bir ara beşiğine koymuş, bir ara kucağımda odayı gezdirmiştim. Ne yapsam kâr etmemiş, en son ayağımın üstüne yastık koyup sallamıştım. Gözleri kayar gibi olunca uyuyacağını anlamış, rahatlamıştım.
Çıplak kalan ayaklarını kaldırıp öptüm birkaç kez. Tekrar bıraktığımda ayakları karnıma değiyordu. Yüzümü gardırobun aynasına çevirdim. Kendime baktım.
Alışverişten sonra yemeğe gittiğimiz gün lavaboda kusmuş, aynaya bakmıştım bugünkü gibi. O günkü Zühre korkudan kaçırmıştı bakışlarını üstünden. Gerçekle yüzleşmekten kaçmıştı. Bugünse aynaya dimdik bakıyor, aynadan bakışları karnına kayıyordu.
Orada bir yerde İshak'ın bebeği büyüyordu.
Kerem'i sallayan ayaklarım yavaşladı. Önüme döndüm. Ellerim oğlumun ayaklarından çekilip, ondan yadigar çıkıntıya kaymıştı.
Hamileydim. Biliyordum. Kabullenmiştim. Peki ama şimdi ne yapacaktım?
İshak istemişti bu bebeği. Çok istemişti. Onun kardeşiyle yaş farkı vardı. Kerem'in kardeşiyle yaş farkı olsun istememişti. Ben de kabul etmiştim. İshak, ona çocuk doğurduğuma beni hiç pişman etmemişti. Babalığını Kerem'le kanıtlamış, kendini bana en çok o zaman sevdirmişti. Bu bebek ondan yadigardı.
İshak şimdi yoktu. Şimdi ondan bir bebeğe sahip olacak olmak farklıydı. Şimdi çok korkutucuydu. Ben Kerem'e hamile kaldığımda bu kadar korkmamıştım. O zaman sancım çok başkaydı. O zaman acım çok başkaydı.
İshak'la evlenmiştik. Evliliğimizin altıncı ayına girmiştik. İki aya yakındır da yeni evimizdeydik. Memet'in evine artık çok yakındık.
İçimde bir küçük endişe peyda oluyordu. Evden çıkamıyordum. Sokaklardan birinde Merxas'larla denk gelme korkusu beni bastırıyordu içeri. Bu korku öylesine düşmemişti içime. Bir sebebi vardı.
Bir gün Efkan geceye dek benden börek istediğini söyleyip durmuştu. Seviyordu elimin lezzetini. Ona susarsa ertesi gün yapacağımı söylemiştim. Sabah kalktığım gibi de yapmıştım. Akşam çayına servis edecektim. Akşama çok vardı. Börek sıcakken güzel oluyordu. Kıyamamıştım onu bekletmeye. Efkan benim olmayan erkek kardeşim olmuştu birkaç ayda. Ona kıyamıyordum pek. Bu yüzden bir kaba biraz doldurup öğle yemeğine yetiştirecektim. Gitmişken İshak'a da götürecektim.
İshak çok iyi bir adamdı. Annemin anlattığından daha iyi nasıl olur inanamamıştım. Efkan kadar fevri, çocuksu değildi. Çok oturaklı olacağım derken sert bir karaktere de bürünmemişti. Oturup sakin sakin konuşulacak cinstendi.
İshak'la o sakin konuşmalarımızı seviyordum.
Düşünce yapısı babamı andırıyordu. Onların bir gün tanışıp sohbet etmelerini çok istemiştim. Onların sohbetini küçük bir kız çocuğu olup köşeden dinlemek isterdim.
İshak'la susmaları da pek seviyordum.
Bazen içime bir boşluk doluyordu. Olduğum yerden çekiliyor, çok uzakta olmayan, uzak kaldığım bir yeri anımsıyordum. Orada birini düşünmem yasaklıydı. Onu düşünemiyor, onsuz olan anıları hatırlamaya çalışıyordum. Hiçbir şey bulamıyordum. İçimdeki boşluk taşıyordu dışıma, kaplıyordu her yanımı. Sessizleşiyordum. İshak susuyordu benimle. Sessizliğime ortak oluyor, beni rahatsız etmiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Akşam Güneşim
Romance'Ben en çok akşam güneşini severim Mem. Sarının en masum, turuncunun en tutkulu, kırmızının en şefkatli hali demek çünkü. Ben akşam güneşinin alacasına meftunum. Sen bu aciz yüreğimin akşam güneşisin Mem.' ...