☀️37.BÖLÜM - Part 4☀️ (+18)

7.4K 361 360
                                    

Günlerce bölüm yazamayınca nasıl özlemişim buraları. Üst üste sabahlayıp bölümü yetiştirdim hemencecik, kavuştuk😘

Fakat şu bilgilendirmeyi yapmam gerek. Bu bölüm adından da anlaşıldığı üzere +18 sahne içermektedir. Yaşınız yetmiyorsa veya okumak istemiyorsanız 🔞 işaretinin başladığı yerden bölüm sonuna kadarını atlayabilirsiniz. Başka sahne olmayacak, önemli detayları kaçırmayacaksanız.

Keyifli okumalar💃🏻

☀️☀️☀️

Evin kapısını açtığında geçmem için sırtını kapıya yaslamıştı Memet. "Pilli ışıkları nereye koymuştunuz?"

"Oturma odasındaydı en son," dedim doğrudan oraya geçerken.

Dış kapıyı çekip kapadı. Kilitlediğini duydum.

Oturma odasına girdiğim gibi Mir'i mindere yatırıp, ışığı yaktım. Kerem'le peşimden gelmişti Memet. Kerem ışığı görünce hemen bana doğru gelmek istemiş, ışığın ayarını en aza indirmek zorunda kalmıştım dikkatini çekmemesi için.

Memet, oğlumu bana teslim edip döşeklerin istiflendiği köşeden çocukları geçen yatırdığımız döşeği indirmişti. Mir'i direkt üzerine bırakmaması için battaniyesini uzattım altına. Daha bu ev baştan aşağı benim temizliğimden geçmemişti. Dikkat edecektim bir süre.

Kerem'in dikkatini ışıktan çekemedim. Cılız da olsa yayılan ışıkla oynamak için eline almak istiyordu lambayı. Oyunu unutsun diye sırtımızı döndüm onlardan tarafa, kucağıma yatırıp sallamaya başladım e'ler a'lar arasında.

"Valiz nerede?" diye fısıldadı Memet ardımdan.

"Bizim odada aaa aaa a," derken ninnime ara veremedim hareketsiz kalmamak için çırpınan Kerem yüzünden.

Çıkarken karanlıkta varla yok arası güldüğünü gördüm Memet'in halime. Gülmemeye çalışarak Kerem'i sallamaya devam ettim fısıltı ninnim eşliğinde. Mızırdanması dindikçe arada yavaştan üzerindeki yeleği, çoraplarını ve iki kat giydirdiğim pantolondan tekini de çıkartıyordum yatırmaya hazırlamak için.

O sırada Memet'in ilk bizim odaya, oradan da banyoya geçtiğini gördüm. Kerem'in gözleri nihayet kapanırken banyodan su sesi geliyordu.

Kendimi yavaştan döşeğe doğru kaydırırdım. Kerem'i yatırdım önce. Mir'in üzerini açıp onun da fazlalıklarını çıkarttım. Üstlerini bir örttüğümde nihayet günü bitti sayabilmiştim.

Yorgun bir soluğu salarken elimi başımdaki yazmama atıp omzumdan kaydırarak aşağı çekmiştim. Saçımdaki tokayı da açtığımda kına kokusu etrafımı sarmıştı aniden. Avucumun ortasındaki güneş şeklindeki kınaya baktırdı o koku beni.

Bu kınayı bana Memet yakmıştı. Tenimdeki en güzel iz, avucumun ortasına sürülmüş, bir parça güneşten yansımışçasına sıcak renkti artık.

Canımı çok yakmışlardı benim. Hepsinin izi silinmiş, acısı kalmıştı benle. Şimdi Memet hepsinin üstüne bir parça kına yakmış, acılarımın sızını örtmüştü. Bu kına silinene dek sanki tüm acım parça parça gidecekti benden. Güneşteki bir parçaydı çünkü kınam. Güneş gittikçe gidecekti çok zamandır canıma yapışmış onlarcası da. Bitecekti hapsolduğumuz matem.

Elimi tokanın sıkıştırmasından kalan izi düzeltmek için saçımın tutamlarında gezdirdim. Saçlarımı duştan çıktığım ıslaklıkta topladığım için hâlâ içte kalan kısımları ıslaktı. Kurumuş olan da birbirine girmiş düğüm düğüm olmuştu. Yerimden kalkıp Esme'nin valizine dadandım. Süslü kardeşimin yanında mutlaka tarak olacaktı. Valizi karıştırınca bulmuştum. Banyodan gelen su sesi kesilene dek taradım saçlarımı. En son bir de parmağıma doladım şeklini biraz daha lüle yapabilme umuduyla. Tarağı yerine koyacakken bir şişe de parfüm bulmuştum. Kına kokusunu bastırması dileğiyle bir iki fıs sıkacaktım. Çocuklarımı parfüme boğmamak için koridora çıkıp sıktım. Odaya geri döndüm.

Akşam GüneşimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin