☀️39.BÖLÜM - Part 5☀️

5.1K 307 500
                                    

Gelgelelim kalan son kısma. Bu bizim finalden önce Memet'le Zühre'yi okuyacağımız son partımız. 

Keyifle okuyun. 

☀️☀️☀️

Kalbim yetişemiyordu korkudan buz tutacak bedenimi ısıtacak kadarcık kanı göndermeye. Ciğerlerim amansız bir hastalığa tutulmakla kıvranacağım sanrısıyla titretiyordu göğüs kafesimi. Aldığım soluklar uğramıyor sanki bana. Hepten öldürmeye niyetli bu vakit beni.

Bu vakit Memet'im kendini Yazhan belasının önüne atmak istiyor çünkü.

Gözüne bakmaya çalışıyordum. Kayınpederlerim var diye konuşamıyorum, gözümün önünü alan yaşların ardından ona bakmaya çalışıyordum. Elini ayağını tutup, dur, demek istiyorum ona. Tutamıyordum. Gitmesin diye karşısında durup ağlayabiliyordum sadece.

Öfkeden rengi ısınan tenine karşın korkudan buza çalıyordum ben olduğum yerde. Biri bir şey söylesin, kocamı durdursun istiyorum. Fakat amcası 'Gitme,' demiyordu. 'Tek gitme,' diyordu ısrarla. Babası 'Dur,' demiyordu. 'Birilerini bekle,' diyordu.

Kardeşlerine bakıyordum biri halimi görsün, çare olacak bir söz söylesin diye. Hiçbiri bana bakmıyordu ki. Baksalar da göremezdi onlar dnasıl korktuğumu. Memet'ten başkası baksa derdimi anlamazdı benim.

Görmüyor musun Mem? Gideceksin diye korkudan nefes alamıyorum şimdiden. Sesimi de mi duymuyorsun? Karşında durmuş gitme diye ağlayacağım sinirden.

Halime Hanım bana dönmüştü yüzünü. Memet'in onun sözünü dinlemeyeceğini acı da olsa kabullenmiş, bir şey yapmam için benden medet umuyor gibi bakıyordu.

Ben ise elim kolum bağlı sanki. Biraz sonra ardımdaki aralık kapıdan çıkıp gider de onu durduramam korkusuyla yerimden kıpırdayamıyorum. Üst kata çevirdim başımı. Zelal'i buldu gözlerim. Elimi salladım ona beni fark etsin diye. Nihayet beni gördüğünde boynumu acıtacak bir sertlikle sallayıp aşağı çağırdım. Şu an gelinlik etmek zorunda olmadan konuşabilecek tek kişiydi.

Zelal daha basamakları inmekteyken evin dışından daha evvel duyduğumuz o adamın sesi ulaşmıştı içeri. Miraz Yaman geri dönmüştü.

Erkeklerin hepsi kapıya döndüğünde ben sadece Memet'e bakıyordum. Memet aradığı ayağına gelmiş gibi tüm hırsını kuşanmıştı bile. Elleri yumruk olduğunda bir yumru gelip tıkadı benim boğazımı da. "Hozan!" dedi çenesi sıkılı bir halde. "Efkan'la kadınlarını yukarı çıkart! Herkesi!"

Yekta amca kapıya çıkarken Memet de peşinden gitmesin diye ceketinin arkasından yakaladım. Çekip devam edecekti. Parmaklarımın arasından kumaş kaymasın diye iki elimle asıldım bu defa. Yüzünü ardına çevirdi. Başımı iki yana salladım gitme der gibi.

Avucunun ortasına bir ateş yakmışlar kadar sıcak eliyle evinden yurdundan atılacakmışım gibi her geçen dakika daha da soğuyan ellerimi tutup ceketini kurtardı pençemden. "Yukarı!" dediği gibi babasının peşinden kapıya çıktı.

Ardından gitmek için attığım adımda Hozan yakaladı kolumdan. "Yenge! Gitme! Yeterince sinirli abim. Ben yanındayım. Siz dediğini yapıp, çıkın yukarı." Basamakların ortasında kalmış Zelal'e doğru sürükleyecekti beni. "Zelal! Al yengemi yanına." Efkan'ı ittirdi basamaklara. "Çıksana oğlum! Ne bekliyorsun?"

Dicle kucağında Kerem'le merdivenlerin başında durmuş, Efkan'a sesleniyordu yanına çıkması için. Zelal ise yerinden kıpırdamıyor, Yaman'ın sesinin geldiği yere bakıyordu sadece. Birkaç basamak altında durup kapının eşiğindeki kalabalığa baktım ne olacağını seçemez bir halde.

Akşam GüneşimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin