39.Bölüm Part 5'teki son sahnenin devamı Bülbül Ve Dans kitabında yaşanacak.
Final partları sadece Memet ve Zühre'nin sonuna dairdir. (Yakalayabilirseniz herkesle ilgili spoiler dolu😉)
☀️☀️☀️
*ALTI YIL SONRA*
(2005)
Çocuklarla Zühre'nin sesi mutfaktan geliyordu. Evrak çantama çok zamandır üstünde çalıştığım inşaatın dosyalarını yerleştirdim. "Zühre!" diye seslendim odadan çıkıp merdivenleri inerken. Alt kata inince çantamı dış kapının yanındaki vestiyere bıraktım. "Çocuklar hazır mı?"
"A babanınız geliyor işte!" dedi Zühre çocukları telaşlandıracak bir sesle. "Hemen bitirin o tabağı. Yoksa size çok kızacak."
Çocuklar şu ara kahvaltıda pek isteksiz oluyordu. Alışmışlardı konakta kurulan sofrada dönen muhabbetle bir saatten fazla oturulmasına. Eve döndüklerinde okul için erken kalkıp hızlıca yiyip çıkmak zorunda olmak onlara iş gibi geliyor, sıkıyordu. Zühre de sözünü geçiremediği noktada haberimin bile olmadığı bir şeyden gelip onlara kızacağımla denetimi sağlıyordu üstlerinde.
Mutfağa girsem kimseye kızacağım yoktu. Fakat öylece geçip otursam Zühre'nin üstlerinde sağlamaya çalıştığı otorite dayanıksız kalacaktı. Yemelerini tamamlamaları için birkaç dakika daha müsaade tanımak üzere salona geçtim.
Zühre'nin annesi elindeki telefona vermişti tüm dikkatini. Beni fark edince hemen başını kaldırıp telefonu uzattı. "Bana bir çağrı düşmüş. Onu geri arayacağım. Bir türlü olmuyor."
"Bakayım Xalti*," dedim içeri girerken. Telefonu alıp yanındaki tekli koltuğa oturdum. Kadıncağız son aramalara girmeyi biliyordu. Orasını öğretmişti kızları. Ama benim çocuklar buldukları her telefondan yılan oyununu açıp, skora koşmak için geri kapatmıyor, durdurup bırakıyorlardı köşelere.
Oyunu kapatıp son aramalara girdim. Çağrı ablasından gelmişti. Arama tuşuna basarak uzattım. Zühre'nin annesi karşı taraf ses verene kadar telefonu bozulmuş da ben düzeltmişim gibi dualar etmişti. Rahatça konuşsun diye salonun kapısını ardımdan çekerek çıktım.
Zühre'nin ricası üzerine annesinin ailesini barışmaları için eve yerleştiğimiz ilk sene verdiğimiz yemeğe davet etmiştik. Sonuç olarak bu kadın çok gençken kaçmıştı baba evinden. Senelerce ayrı kalmıştı ailesinden. Büyüklerinin cenazelerine, kardeşlerinin düğünlerine, yeğenlerinin doğumlarına çağrılmamıştı. Aynı şekilde çocuklarının doğumunda, kocasının cenazesinde, torunlarının görmesinde kimsesi olmamıştı yanında.
Bu küslük artık yaşlı başlı inşaların sürdürebileceği bir küslük olmaktan çıkmıştı. Birinin bir adım atması gerekti. Zühre'nin annesi ailesine nasıl ulaşacağını bilmiyor, karşı taraf da gurur yapıyordu. Sonunda ben el atmıştım olaya. Zühre'nin dayısının telefonunu bulmuştum ilk. Diğer kardeşlerin de numarasına ondan ulaşmıştık. Hepsini arayıp yeni evimize tek tek davet etmiş, gelemeyeceğini söyleyenin biletine kadar alıp ısrarcı olmuştuk.
Seneleri deviren küslük ömürlerinin sonlarına yaklaşan kardeşleri bir araya getirdiğimiz gün bitmişti. Bunun hazırlıkları üç gün kadar sürmüştü. İtiraf edemeseler de iki taraf da bunu bekliyormuş yarım ömürdür. Zühre'nin anne tarafından çağırdığımız herkes ailesini de alıp gelmişti. Pek çoğuyla Zühre'nin annesi de ilk defa tanışacaktı. Ayrıldıklarında bekar olan tüm kardeşler evlenmiş, çocukları olmuştu. Kiminin doğan çocukları bile evlenmiş, torun vermişti ailesine.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Akşam Güneşim
Romance'Ben en çok akşam güneşini severim Mem. Sarının en masum, turuncunun en tutkulu, kırmızının en şefkatli hali demek çünkü. Ben akşam güneşinin alacasına meftunum. Sen bu aciz yüreğimin akşam güneşisin Mem.' ...